YPJ mevzilerinde bir gün

YPJ savaşçıları, 80 günü geride bırakan direniş boyunca gösterdikleri fedai duruşlarıyla sadece bir kenti savunmakla kalmıyor; erkek egemen zihniyeti de yıkıyor.

YPJ mevzilerinde bir gün
YPJ savaşçıları, 80 günü geride bırakan direniş boyunca gösterdikleri fedai duruşlarıyla sadece bir kenti savunmakla kalmıyor; erkek egemen zihniyeti de yıkıyor. Savaşçılar “Burada sadece savaşmıyoruz. Yeni bir yaşamı ve savaş tarzını bu mevzilerde örgütlüyoruz” diyor.


Kobanê direnişinde sergiledikleri öncülüğün yanı sıra ortaya çıkardıkları direniş estetiğiyle de kadınlar başta olmak üzere dünya kadınlarının gönlünde taht kuran YPJ savaşçıları ile mevzilerinde bir gün geçirdik.

YPJ savaşçılarının bulunduğu mevzilere gitmek için çamurlu bir araziden yoğun havan topu atışları altında 15 dakika yürüyoruz. Daha sonra bir araç gelip bizi Komutan Peyman ve YPJ savaşçılarının kaldığı güneybatı cephesine götürüyor. Bu cephede çatışmalar kentin içerisinde yaşanıyor ve evler mevziye dönüştürülmüş. YPJ savaşçılarının kaldığı mevzilerin bulunduğu alana girdiğimizde bir evin duvarına çamur ile çizilen bir kadın figürü dikkatimizi çekiyor. Sorduğumuzda, bizi karşılayan kadın savaşçı Zinarin Zagros, ''Burası kadın savaşçıların bölgesi bu yüzden bunu çizdik" diyor.

Zinarin Zagros, bizi YPJ komutanlarından Viyan Peyman ve bir grup YPJ savaşçısının bulunduğu mevziye götürüyor. Mevziye vardığımızda hemen yakınımıza bir havan topu düşüyor. Bu sırada Viyan Peyman, bize dönerek gülümsüyor. Savaşçılar şanslı olduğumuzu çünkü çay saatine denk geldiğimizi söylüyor. Daha sonra çay eşliğinde sohbet başlıyor. Savaşçılardan Nesrin Tiltemir, bir fotoğrafının sosyal medyada paylaşıldığını anlatıyor gülerek ve şöyle devam ediyor: ''Genelde şehit düşen arkadaşların fotoğrafları paylaşılır. Fotoğrafımı görünce acaba şehit düştüm, haberim mi yok, diye kendime sordum.'' 

Etrafında bulunan kadın savaşçılar da bu sözlere gülüyor. Çaydan sonra savaşçılar mevzilerine dönüyor. Zinarin Zagros, kullandığı biksi (BKC) silahını alarak mevzisine geçiyor. Zinarin, kullandığı silahı çok sevdiğini çünkü Kobanê savunmasında biksinin önemli katkısı olduğunu söylüyor: ''Silahıma çok bağlıyım, silahıma dikkat ettiğim kadar kendime dikkat etmiyorum.'' 

Zinarin Zagros, çatışma anlarında kadın arkadaşları ile aynı mevzide olmanın kendisine daha çok güç verdiğini ifade ederek, şunları ekliyor: ''Kadın savaşçılar olarak birbirimize olan bağlılığımız,sevgimiz birlikte çatışırken düşmana daha çok darbe vurmamızı sağlıyor.''

YPJ savaşçılarının bir de DAİŞ üyelerini moral olarak dağıtan tililileri var. Zinarin Zagros, tilililerinin ikinci silahları olduğunu ifade edederek, çatışma sırasında tilili çektiklerinde çete üyelerinin çılgına döndüğünü anlatıyor: ''Birinci silahım biksi, ikinci silahım tilili...''

Mevzilerinin yalnızca çatışma alanı olmadığını hatırlatan Zinarin Zagros, ''Biz burada eğitim çalışmaları da yapıyoruz. Moral etkinlikleri de yapıyoruz. Mevzilerimiz de dönüşümlü olarak duruyoruz. Dinlenmek bizim için sadece uyumak değildir. Bir yaşam felsefesi çerçevesinde yaşıyoruz ve savaşı da buna göre yürütüyoruz. Sadece YPJ kalsa da DAİŞ Kobanê'ye yine giremez'' diyor.

Bulunduğumuz mevziden başka bir YPJ mevzisine geçiyoruz. Burada Komutan Viyan Peyman, savaşçılara o gün için yapılması gerekenleri anlatıyor. Birazdan yemeğe geçileceğini söylüyor. Tam bu sırada bulunduğumuz mevizye çok şiddetli bir havan topu isabet ediyor. Bir anda herkes yere yatıyor. Ancak herkes sakin ve ne yapacağını biliyor, panik yok. Yıkılan duvar herkesi toz toprak içinde bırakıyor. Düzenli bir şekilde ikinci bir havan saldırısına karşı yer değiştiriliyor. Kimsede bir yara yok. Yer değiştirildikten sonra kahkahalar patlamaya başlıyor. Herkes toz toprak içerisinde olan bir diğerine gülüyor.

Oradan yemek için başka bir mevziye geçiyoruz. Çok sayıda savaşçı bir arada durmadığı için yemek sofrası daha önceki dönemlerde gördüğümüz gibi geniş değil. Bir sobanın etrafına geçiyoruz. YPJ savaşçıları burada bir önceki günün değerlendirmesini yapıyor. Bu sırada iki savaşçı yemek hazırlıyor. Yemek işini bugün onlar üstlenmiş. Yemeğin hemen ardından bir DAİŞ hareketliliği olduğu haber veriliyor. Hemen mevzilere geçiliyor. Bir anda herkes ciddileşiyor, telsizlerden uyarılar yapılıyor. Sızma ihtimaline karşı herkes uyarılıyor. 

Arjîn Ararat isimli YPJ nişancısının tuttuğu mevziye geçiyoruz. Arjîn, bize uzaktan seçilebilen DAİŞ üyelerini gösteriyor. İki barbarın sızma yapmaya çalıştığını söylüyor, ''Bu sabah üç çete üyesi ölüsünün tekmilini verdim. Birazdan beşinci tekmili vereceğim'' diyor. Kendinden çok emin. Geriye çekilmemizi istiyor, iki atış yapıyor ve bize dönerek, ''Bugünkü beşinci tekmilimi verebilirim artık'' diyor.

Sızma girişimi engelleniyor. Az önce saldırı yapmaya çalışan iki DAİŞ üyesi yerde yatıyor.

Bu noktadan ayrılarak batı cephesinde kentin dışında bir mevziye ulaşıyoruz, burada iki kadın savaşçı yanlarında bir kaç erkek savaşçı ile birlikte yaktıkları ateşin etrafında ısınıyor. Bizi güler yüzle karşılıyorlar, selamlaşıyoruz. Ortalık sakin görünüyor, herhangi bir çatışma yok. Bu saatlerde özellikle de batı cephesinde çok fazla çatışma yaşanmadığını söylüyorlar. Toprak bentlerden oluşan savunma hatlarının üzerine kurdukları üstü kapalı mevziler var. Genelde mevzilerinde kaldıklarını ve uygun zamanlarda mevzilerinden çıkarak yaktıkları ateşin etrafında sohbet ettiklerini öğreniyoruz. Biraz daha ilerisindeki mevzide hararetli bir çalışma olduğunu görüyoruz. İki YPJ'li bulaşık yıkarken diğerleri taş ve tahta taşıyor. Bulaşık yıkamak için yer hazırladıklarını belirtiyorlar.

YPJ savaşçılarından Hêvîdar Serhad, "Sabah erkenden mevzilerden çıkarak kahvaltı yaptık. Nöbetin ardından öğle yemeğine geçtik, şimdi de bazılarımız bulaşık yıkarken diğerleri bulaşık yıkamak için daha uygun bir yer hazırlıyor' diyor ve ekliyor: ''Bizim için mevziler sadece çatışma ve savaş alanları değildir. Bizim yaşam alanlarımızdır. Biz her bir mevziyi bir komüne dönüştürdük. Burada sadece savaşmıyoruz. Yeni bir yaşamı ve savaş tarzını bu mevzilerde örgütlüyoruz."

Bu sırada savaşçılar DAİŞ üyelerinin suikast atışlarına karşı uyarılıyor. Güvenlikli bir yere geçiyoruz. Bulaşık yıkayan savaşçılar ise devam ediyor zira onların yeri güvenli.

Mevzilerin yakınında dinlenmek için kurulan çadırlar da var. ''Bu çadırlarda tabiki sadece dinlenmiyoruz'' diyor savaşçılardan Jiyanda Bilbêz ve şöyle devam ediyor: ''Sohbetler ediliyor, moral etkinlikleri yapılıyor. Soğuktan korunmak içn mevzi ve çadırlarda battaniye bulunduruyoruz. Akşamları da ateş yakıyoruz."

Gün akşama dönerken YPJ mevzilerinin bulunduğu noktalardan savaşçıların yaktığı gerilla ateşi yükselmeye başlıyor. Mevzi nöbeti olan savaşçılar orada konumlanırken diğerleri ateşin etrafında toplanıyor ve sohbet etmeye başlıyor. 

Ateşin başında bir YPJ savaşçısı ''komutanımla fotoğrafımı çeker misin'' derken, komutandan şu cevap geliyor: ''Ben senin komutanın değilim. Komutan sensin!''

Karanlıkla birlikte YPJ savaşçıları, çatışmaların başlayacağını, artık ayrılmamız gerektiğini iletiyor. Biz oradan ayrılırken geride bıraktığımız bir YPJ savaşçısının sesinden ''Rêwiyên Azadiyê'' (Özgürlük yolcuları) şarkısı yükseliyor...

Güncelleme Tarihi: 05 Aralık 2014, 17:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER