Demirtaş: Suriye'ye çözüm modeli Rojava'da

Suriye'deki savaşın çözüm anahtarının Rojava Kürtlerinin oluşturduğu modelde olduğunu söyleyen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,"Orda bütün grupların yönetimlerde söz sahip olacağı model dışında hiçbir model orada barışı sağlayamaz" dedi.

Demirtaş: Suriye'ye çözüm modeli Rojava'da
Suriye'deki savaşın çözüm anahtarının Rojava Kürtlerinin oluşturduğu modelde olduğunu söyleyen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,"Orda bütün grupların yönetimlerde söz sahip olacağı model dışında hiçbir model orada barışı sağlayamaz" dedi. Cenevre'de Kürtlerin görmezden gelinmesinin kabul edilemeyeceğini de belirten Demirtaş, "Batı dünyası halen çözüm projesine sahip olmayan Özgür Suriye Ordusunu esas alan bir anlayışla Cenevre konferansını destekliyor" eleştirisinde bulundu. 


BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Elite World Hotel'de uluslararası basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıya, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali ve BDP İstanbul Eş Genel Başkanı Emrullah Bingül de katıldı.

Demirtaş, Türkiye’nin dış politikadaki ‘sıfır sorun’ politikasının yanlış olduğunu dile getirdiklerini hatırlattı; "Gün geçtikçe eleştirilerde haklı çıkıyor olmakta üzgünüz. Gerçek anlamda barışı hedeflemeyen bir dış politikanın varacağı nokta buydu" dedi. 

Türkiye’nin Suriye’deki savaşta bir taraf olarak durduğuna ve bunun da savaşın derinleşmesine vesile olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Suriye'de bütün mezhep gruplarının hak ve özgürlüklerinin sağlanması için çalışmak yerine Sünni inancın tarafında durmak kaybettirmiştir. Türkiye bundan ders çıkarıp ortaya farklı bir politika koyuyor mu? Hayır. Hata yaptıklarını iç dünyalarında kabul ettiklerini biliyoruz. Dönüşüm konusunda da son derece çekingen ve agresif bir tutum sergiliyor olması Suriye merkezli sorunun çözümünün gecikmesine neden oluyor" dedi.

El Kaide destekli grupların desteklenmemesi konusundaki bütün uyarılarına rağmen bunların dikkate alınmadığını hatırlatan Demirtaş, "Bu yardımlar Türkiye'nin başına bela olacaktı, maalesef bu konuda da haklı çıktık. Türkiye bunu reddetmekle birlikte, gelen tepkiler üzerine bu yardımların minimum düzeye indiğini söyleyebilirim" değerlendirmesinde bulundu.

Demirtaş Batı Kürdistan’a ambargonun da altını çizdi.

"Kürt gruplarının elinde olan bölgelerde yardımlara ve günlük ticarete ambargo uygulanıyor. Bu da büyük bir çelişkidir. Dış politikadaki hatalardan biridir. Suriye'deki Kürtlerin Türkiye'ye güven duymamalarının en büyük nedeni budur" dedi.

Suriye'deki Kürtlerin halkların dostu olduğunu, Suriye'yi bölmeyi istemediklerini, Türkiye için tehdit olarak görülmediğini söyleyen Demirtaş, "Bunları belirtmemize rağmen Davutoğlu orada bir Kürt oluşumuna izin vermeyeceğini ilan etmiştir. Bu konuda Türkiye'nin giderek yalnızlaştığını düşünüyorum. Oradaki Kürtler kendilerini korumaya ve statü elde etmeye çalışıyorlar, bundan dolayı Kürtleri suçlamak doğru bir yaklaşım olmaz" dedi. 

Demirtaş, Kürtlerin Cenevre'de hak elde etmemeleri için Türkiye'nin diplomatik bir çaba içinde olduğunu söyleyerek, "Türkiye'deki Kürtler zaten Türkiye'ye güvenmiyor, bu tutum nedeniyle içerideki barış süreci de giderek zora giriyor. İçerde yürüyen barış görüşmelerinde Rojava Kürtlere yaklaşımı gündeme getiriyoruz. Cenevre 2'ye giderken Kürtlerin kendilerini ayrı bir heyetle temsiliyetinin faydalarını anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 

KÜRTLERİN GÖRMEZDEN GELİNMESİ BÜYÜK HANDİKAP 

Çözümün anahtarının Suriye'de Kürtlerin oluşturduğu modelde olduğunu aktaran Demirtaş, "Orda bütün grupların yönetimlerde söz sahip olacağı model dışında hiçbir model orada barışı sağlayamaz. Kürtler savaş sürecinde bile Demokratik Halk Meclisleri kurarak demokratik toplumun inşasına giriştiler. Hiç bir etnik grubu dışlamadan sürecin içine katarak geçici bir yönetim oluşturdular" dedi. Demirtaş, "Özgür Suriye Ordusu saflarında örgütlenmiş militanların dünya genelinden aldığı destekle Kürt grupların aldığı destek kıyaslandığında Dünya kamuoyunun Kürt bölgesini görmezden geldiğini, yardımların çoğunun radikal İslamcı grupların eline geçtiğini üzülerek söylüyorum. Gece gündüz kafa koparan, tecavüz eden radikal gruplar büyük destek alıyor. Türkiye'de bunlara destek veriyor. Avrupa ve Amerika'dan gelen yardımlar da bu grupların eline geçiyor. Batı dünyası halen çözüm projesine sahip olmayan Özgür Suriye Ordusunu esas alan bir anlayışla Cenevre konferansını destekliyor" diyerek, Kürtlerin halen görmezden gelinmesinin büyük bir handikap olduğuna dikkat çekti. 

SURİYE’YE ÇÖZÜM MODELİ ROJAVA’DA

"Saddam döneminde de Kürtler görmezden gelindi. Ama bugün gördüğünüz gibi Kürdistan Federal Bölgesi'nin toplumsal kalkınması büyük bir hızla sürüyor. İnsanların Şii Sunni ayrımı içinde birbirini kesip doğradığı bir coğrafyada barış temelli bir toplumsal yapı inşa ediyorlar" diyen Demirtaş, Rojava'nın bu konuda yalnızlığının ve sahipsizliğinin adaletsizlik olduğunu düşündüklerini belirtti. Demirtaş, "Rojava'yı sahiplenme bizim öncelikli politikamızdır" diyerek İstanbul'da ve Diyarbakır'da Rojava'ya destek mitingleri yapılacağını kaydetti. "Rojava Kürdistanı'nın yapısı esas alınırsa Suriye'de savaş çok hızlı bir şekilde durabilir" diyen Demirtaş, burada yaşanan travma ve acılar on yıllara yayılmadan hızla çözülebileceğini söyledi. Suriye meselesini Rojava merkezli olarak gördüklerini dile getirten Demirtaş, bu konuda AKP ile yaklaşımlarının taban tabana zıt olduğuna işaret etti. 

GÜLEN TALİMATIYLA HAREKET EDEN BİR POLİS DEVLETİ OLUŞTURULDU
Yolsuzluk ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, "AKP'nin büyük bir yara aldığını düşünüyoruz. Bu her şeyden önce AKP'nin kendi hatasıydı. Yolsuzluk konusunda şeffaf olsaydı bu girişimlere zemin sunmamış olurdu. Olup bitenler sadece yolsuzlukla bağlantılı değil. Bazı dış mekanizmaların harekete geçerek darbe girişiminde olabileceğini de düşünüyoruz. Bu AKP'nin yolsuzluklarının meşru olduğu anlamına gelmez" dedi. Hükümetin bir an önce demokratikleşmek için adımlar atması gerektiğini ifade eden Demirtaş, "AKP bunları yapabilecek bir güçte değildir. Saldırılar karşısında demokratikleşmek yerine otoriterleşmeye gidiyor. Her otoriter lider gibi baskıyı arttırarak saldırıdan kurtulabileceğini düşünüyor. AKP bu haliyle Türkiye'ye gelecek bir vizyon çizmekten uzak bir durumdadır. Fethullah Gülen'in talimatlarıyla hareket eden bir polis devleti oluşturmuş Başbakan. Buna karşı mücadele yürütürken de kendi yargı polis devletini kurarak cevap verecektir. Oysa yapması gereken demokratikleşme ve yargıyı bağımsız hale getirmek olmalıydı. Devasa hantal ve içerden teslim edilmiş bir yapıya dönüştüler. Bu yapının rotayı demokrasiye çevirmesi imkânsız görünüyor" dedi. 

ULUSAL KONFERANS ARTIK ERTELENMEMELİ

Yerel seçimlerde HDP ve BDP olarak büyük bir atlım hedeflediklerini dile getiren Demirtaş, "Türkiye'nin artık AKP'yi bir umut olmaktan çıkaracağını bu seçimle görebiliriz" diye konuştu. Federal Kürdistan bölgesinde yapılması planlanan Kürt Ulusal Konferansı'na da değinen Demirtaş, "Dünya'daki bütün Kürtlerin siyasi güçlerini birleştirmesi gerekir. Güney Kürdistan'ın sunacağı destek Rojavayı' da Güney Kürdistan'ı da rahatlatacaktır" dedi. Konferansın gereksiz yere ertelendiğini belirten Demirtaş, herkesin Kürt Ulusal Konferansı bir an önce yapılması için çabalaması gerektiğini söyledi.

ESKİ ADALET BAKANI’NIN İTİRAFI  


KCK duruşmaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, "Mahkemelerin kapatılması lazım, yargılama yapan heyetlerin yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin itiraf etti. Hâkimler Fethullah Gülen'in istekleri doğrultusunda karar veriyorlar. Gülen KCK davalarında tahliye kararı verdi mi vermedi mi bilmiyoruz. AKP Kürtlere tetikçi olarak Cemaatçileri kullandı" şeklinde konuştu. Toplantı soru cevap bölümünün ardından son buldu. / anf

Güncelleme Tarihi: 13 Ocak 2014, 11:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER