Erdoğan: ABD geçiş sürecinde hassas olmalıyız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YPG'ye ağır silah verilmesini değerlendirdi: "ABD bir geçiş süreci yaşıyor. Daha dikkatli ve hassas olmalıyız" dedi. Erdoğan, "Bir gece ansızın gelebiliriz" sözünü de tekrarlayarak, "Burada tehdit altında olan ne ABD ne de Rusya" dedi...

Erdoğan: ABD geçiş sürecinde hassas olmalıyız

 Çin ziyareti öncesi açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ABD’ye YPG ile ilgili yeni belgeler götürecek misiniz? Suriye’de yeni operasyonlar olacak mı?” sorusuna, “Zaten bir ön heyet bizden önce gitti ve döndü. Şimdi biz en üst düzeyde görüşeceğiz. Şu anda Amerika bir geçiş süreci yaşıyor. Bizim çok daha dikkatli, çok daha hassas olmamız lazım” yanıtını verdi.

Çin ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada Erdoğan özetle şunları söyledi:

YAPTIKLARIMIZ İPEKYOLU’NUN PARÇALARI: Modern İpek Yolu girişimine Türkiye olarak çok güçlü bir destek veriyoruz. Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 3. Havalimanı bu projenin halkalarıdır. Türkiye’nin gerçek bir kavşak noktası olduğu bu vesile ile bir kez daha tescil edilecektir. Yapacağım görüşmelerde bu hususların altını çizeceğim. Çin’den sonra ABD Başkanı Trump’ın daveti üzerine Washington’a geçeceğiz. Önemli konuları, gerek ikili ilişkiler, gerekse bölgesel gelişmeleri değerlendirme fırsatımız olacak. İkili ilişkilerin yanı sıra, başta DEAŞ olmak üzere, terörle mücadele, Suriye, Irak, mülteci konularında görüş alışverişinde bulunacağız. FETÖ gündemimizde en üst sırada yer alacaktır.”

GÖRÜŞMEMİZ VİRGÜL DEĞİL NOKTA OLACAK: (ABD’nin YGP’ye silah yardımı)  Öncelikle tabii bildiğiniz gibi öncü bir ekibi ABD’ye göndermiştik. Ön görüşmeyi yaptılar ve heyetimiz döndü. Şimdi de biz en üst düzeyde Trump ile görüşmeleri yapalım istiyoruz ki bizim yapacağımız görüşme virgül mesafesinde değil nokta mesafesinde olacaktır. Şu ana kadar yazılı, görsel medyada yer alan bütün ifadeleri yaklaşımları çok da önemsemiyorum demiştim. Niye derseniz, çünkü Amerika hâlâ bir geçiş sürecini yaşıyor. Bizim çok daha dikkatli, çok daha hassas olmamız gerekir. Ama bizim bütün temennimiz ABD’den daha önceden gelen bazı işlemler var. İşte bunlar, YPG’ye verilen silah destekleri, ki bunlar ağır silahlar, sıradan silahlar değil. Bunu kendileri de kabul ediyor nitekim. Bu tabi bizim ABD ile olan stratejik ilişkilerimize, mutabakatımıza ters düşen gelişmeler. Biz tabii bunların olmasını asla arzu etmeyiz. Bunları ifade edeceğiz, görüşeceğiz.

Hep söyledim, yine söylüyorum. Bir terör örgütü hedefe konularak, onu bir başka terör örgütüyle yok etme politikası ideal bir siyaset anlayışı değildir. Biz ne diyoruz? Bölgede DEAŞ ile mücadele mi? Bu mücadeleyi en üst düzeyde veren biziz. Türkiye’den başka DEAŞ ile bu denli mücadele veren var mı? Yok. Hepsi işin lafını yapıyor, Türkiye olarak içerde ve dışarda icraatını yaptık. Bu DEAŞ olabilir, PKK olabilir, PYD, YPG olabilir. Tüm terör örgütleriyle hepsiyle…

BİR GECE ANSIZIN GİREBİLİRİZ: Bu mücadeleyi amansız bir şekilde verdik, veriyoruz. Şu anda bizim Mehmedimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız Gabar’da Tendürek Dağları’nda Cudi’de bütün buralarda ölümüne mücadele veriyorlar. Hani hep diyorduk ya, inlerine gireceğiz… Şu anda bu yavrularımız inlerine girdi, bütün o dağların mağaraların altından nelerin çıktığını görüyoruz. Bütün oralar depo halinde. Ama onlar kar kış demediler çıktılar. Bakın şimdi buldozerlerle yollar açıyorlar, buralara çıkıyorlar ki ulaşalım diye. Başta bakanımız olmak üzere bütün generaller dahil olmak üzere hepsi bu işin mücadelesini kararlı şekilde vermeye devam ediyorlar. Kandil’de de devam edeceğiz, Suriye’nin neresinde olursa olsun oralarda da vereceğiz. Durmak yok. Şimdi malum Irak’ta bir operasyonumuz oldu, Telafer ve Sincar bu bölgelerde. Ama dedik ki, aynısını bir gece ansızın nerede ne görürsek oraya da gelebiliriz, gidebiliriz. Bunu yapmazsak bize tehdit devam edecekti. Bu bölgede ne Amerika’ya ne Rusya’ya tehdit var. Tehdit bize, tehdit bize olduğuna göre başkalarına ne?

RUSYA’YA DA YAKIŞTIRAMIYORUZ: Bir iyilik yapacaklarsa, biz NATO’da Amerika ile beraberiz. NATO’da ittifak halinde olduğumuz güçlü bir ülke, herhalde güçlü ortağıyla adımları bizimle atmalı. Asla biz terör örgütünü Amerika’nın yanına yakıştıramıyoruz.  Aynı şeyi Putin’e de söylediğim için, Rusya’ya da yakıştıramıyoruz. Şu ana kadar gelen bütün bilgileri adeta, dedikodu mesabesinde görmek istiyorum. Bunun altını biraz özenle çiziyorum, öyle görmek istiyorum. Bu ziyaretin de kırılma noktası olacağını düşünüyorum.

ABD’DE FETÖ’NÜN KULUÇKA YUVASI OLMAMALI: Adalet Bakanımız biliyorsunuz oradaydı ve ABD adalet bakanıyla da görüşmelerini yaptı. Bu görüşmeleri karşılıklı olarak bazı feedback’ler almış durumdalar. Ben sayın trump ile etraflıca görüşeceğim. Burada hazırladığımız bazı bilgiler belgeler var. Bunları da kendilerine takdim edeceğiz. Sayın Trump’ın buradaki iradesini önemsiyorum. Yani o işi sonuna kadar kovalayacağız. Bana göre ABD, FETÖ’nün bir kuluçka yuvası haline gelmemeli. Kaçanların gittiği barındığı bir yer konumunda. Avrupa’da da Almanya birinci derece barınma yeri halinde. “Dünyada 170 ülkede faaliyetlerimiz var” diyor. Bu tabi iyi niyetle, ambalajlanmış şekli. Bunların arkasında nelerin yattığını 15 Temmuz’u yaşayanlar iyi biliyorlar.

‘ABD’YE GİTME’ ÇAĞRISINA YANIT: AKILLARINI KENDİLERİNE SAKLASINLAR: (Ana muhalefetin ‘bu ziyaret gözden geçirilmeli, gidilmese daha iyi olurdu’ açıklaması hakkında) Bu tür ifadeyi kullanmışlarsa, önce bunların siyaseti öğrenmesi lazım. Biz neyi ne zaman gözden geçireceğimizi çok iyi biliriz. Ana muhalefetin aklına ihtiyacımız yok, akıllarını kendilerine saklasınlar. Yolumuza da o şekilde devam ederiz. Bu bir defa dünyadaki gelişmelerden ne kadar uzak olduklarının da bir alameti farikasıdır.

ZİRVEYE GİDİYORUM ZIRVAYA DEĞİL: (Brüksel’de NATO zirvesine gideceği hatırlatılarak bu şehrin Belediye Başkanı’nın daha önce yaptığı ‘Erdoğan yanlısı eylemlere izin vermeyeceğiz’ açıklaması sorulunca) Brüksel Belediye Başkanı NATO’nun mensubu değil, NATO adına konuşacak birisi de değil. O kendi işine baksın. Brüksel sokaklarını nasıl temizleyeceğini düşünsün. Bıraksın da bu işleri Belçika’daki NATO temsilini üstlenen kişiler konuşsun. Ben ne Brüksel Belediyesi’ni ziyarete gidiyorum, ne Belçika yetkililerini ziyarete gidiyorum. Ben NATO zirvesine gidiyorum. Ha gücü şuna yetiyorsa ‘Ben NATO zirvesine Erdoğan’ı sokmam’ diyorsa, Belçika yetkililerinin yetiyorsa buyursun. Ben zirveye gidiyorum, zırvaya değil. Bununki zırvalama.  NATO ne için var? NATO terörle mücadelede yer almayacaksa niye var? Bunların hepsini dile getireceğiz. / Duvar

Güncelleme Tarihi: 13 Mayıs 2017, 11:50
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER