Çarşı davası 16 Aralık'ta

Gezi Direnişi sırasında yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın yöneticileri hakkında “hükümeti yıkmaya teşebbüs” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması 16 Aralık’ta görülecek.

Çarşı davası 16 Aralık'ta

Gezi Direnişi sırasında yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle “hükümeti yıkmaya teşebbüs” suçlaması ile haklarında dava açılan Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı davasının ilk duruşması 16 Aralık’ta İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Gezi Direnişi’nde gözaltına alınan ve Çarşı grubu üyelerine yönelik soruşturmada hazırlanan iddianamede aralarında Çarşı liderlerinin de bulunduğu 35 kişi hakkında müebbet hapis cezası isteniyor.

İddianamede ne var?

Savcı Adem Meral’in hazırladığı 38 sayfalık iddianamede sanıklar, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312/1, 265/1, 220/2, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/1, 5/1, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 28/1, 28/4, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13/1 maddeleri uyarınca şu suçlamalarla itham ediliyor:

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Terör Örgütü Kurmak veya Yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme.”

35 sanık

Davanın 35 sanığı şöyle:

Koray Yalnız, Rüştü Aytan, Arda Mutludoğan, Sezgin Gülnar, Kaan Kabaş, Cem Yakışkan, Sarp Dağ, Barış Karaca, Atay Kesik, Mahmut İli, Numan Bülent Ergenç, Erdener Karataş, Volkan Eroğlu, Ant Erbirsin, Yusuf Demirci, Burak Bulut, Hüseyin Fidan, Ayhan Güner, Tuncer Gençer, Erdem Işık, Hakan Bora, Halil İbrahim Erol, Emre Işık, Engin Sarar, Serkan Sevim, Savaş Yeşiltepe, Akyan Uyanıktürk, Murat Eroğlu, Erol Özdil, İbrahim Aydın, Musa Fırat, Güray Sözmen,Mustafa Uysal, İbrahim Halilullah Turan, Hakan Tezel.

Deliller

İddianamede suç tarihi olarak görünen 16 Haziran ve öncesinde, Çarşı üyelerinin telefonlarının halihazırda ne sebeple dinleniyor olduğu belirtilmiyor.

Gezi’nin ilk üç günü

Savcı Meral, Gezi direnişini “ilk başlarda demokratik tavır koymaya yönelik iyiniyetli gösteriler” olarak tanımlıyor:

“…Bir süre sonra amacından sapmaya başladığı ve marjinal grupların bunu bahane ederek Taksim semtine toplanan insanları hükümete karşı kışkırtarak demokratik olmayan yöntemlerle yasal olarak kurulmuş olan hükümeti gayri yasal yollardan düşürmeyi amaçladığı…”

Sanıklardan Yakışkan ve Ergenç, kitleyi Gezi Parkı’na yönlendirerek eyleme katılmalarını sağlamakla suçlanıyor.

Türkiye’nin dünya medyasındaki imajı

Sanıklar ayrıca, “ülkede otorite zaafı oluştuğu görünümünü yaratmak için Beşiktaş Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’ni işgal etmeye çalışmakla” itham ediliyor.

“Söz konusu oluşacak zafiyeti dünya kamuoyuna duyurmak için özellikle yabancı basın mensuplarının olay yerlerine girmelerini sağlayarak elde edilecek görüntüleri dünya medya kuruluşlarına servis yaparak kamuoyunda ‘Arap baharı’ diye adlandırılan bir kısım Ortadoğu ülkelerindeki yönetim değişikliklerini çağrıştırır şekilde imaj oluşturup Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal olarak kurulan hükümetini yasal olmayan yöntemlerle ortadan kaldırmayı amaçladıkları…”

“Marjinallerle” pankart bağı

Savcı Meral, iddianamede üç örgütün de yayınlarıyla eylemlere destek olduğunu belirtmiş. İddianamede, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C), Marksist-Leninist Komünist Parti (MLKP) ve Maoist Komünist Parti’nin (MKP) de Gezi direnişine katıldığından bahsediliyor.

İddianamede Çarşı üyesi sanıkların da Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) üzerine bu örgütlerle birlikte pankart astığı belirtilerek, şöyle bir bağ kuruluyor:

“Bu soruşturmanın konusunu oluşturan Çarşı grubu pankartının da diğer pankartlarla birlikte yer aldığı, her ne kadar birbirinden farklı gruplar gibi görünse de her bir grubun amaçladığı sonucun aynı olduğu…”

Savunmalarında polisle çatıştıklarını kabul etmeyen sanıklar, aksine polise yardımcı olmaya çalıştıklarını, telefon konuşmalarının birçoğunun şaka mahiyetinde olduğunu, bazı konuşmaların da yanlış anlaşıldığını belirterek suçlamaları reddetti.

Güncelleme Tarihi: 12 Aralık 2014, 17:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER