Cumartesi Anneleri, 469’uncu haftada eylemdeydi. Galatasaray Meydanı’nda eylem yapan Cumartesi Anneleri, "Failler belli kayıplar nerede?" pankartı açtı. Kırmızı karanfiller ve kayıpların fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki oturumda, 12 Mart 1995 yılında Gazi katliamı sırasında gözaltına alındıktan sonra cenazesi ailesinin çabasıyla bir hafta sonra Kimsesizler Mezarlığı'nda bulunan Hasan Ocak hatırlatıldı. Bu nedenle de Hasan Ocak'ın dinlediği eski kasetler, çaldığı sazı, öğrenci kimlik kartı ve fotoğrafları karanfiller eşliğinde pankartın üzerine yere serildi.
Annelere destek vermek amacıyla ESP ve SGDF üyeleri de "Hasan Ocak ölümsüzdür" pankartıyla Mis sokaktan Galatasaray Meydanı'na yürüyüş gerçekleştirerek eyleme katıldı. Yine dün tahliye edilen Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar ile birlikte avukatlar Ercan Kanar ve Gülizar Tuncer de eyleme katıldı.
Eylemde ilk söz alan Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, 19 yıldır gözaltında kayıpları bulmak ve faillerin yargılanması için mücadele verdiğini söyledi. Anne Ocak, "Ben oğlumun kemiklerini buldum ama tüm kemikler bulununcaya kadar ve failler yargılanana kadar bu meydanda mücadele etmeye devam edeceğim" dedi.
Ocak'ın ardından Hasan Ocak kaybedildiğinde İHD İstanbul Şube Başkanı olan Ercan Kanar söz alarak, Ocak'ın bulunması için ve faillerin yargılanması için verdikleri hukuk mücadelesini anlattı. "O dönem Meclis'te İnsan Hakları Komisyonu'nda olan CHP'li biri, devletin asla birini kaybetmeyeceğini söyledi ve savunarak bu cinayeti gizlemeye çalıştı" diyen Kanar, tüm iktidarların kayıplardan sorumlu olduğunu söyledi.
AKP'nin iktidara geldiğinden beri hiçbir faili meçhul cinayeti aydınlatmadığını hatırlatan Kanar, AKP'nin insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olduğunu söyledi. Sözlerinin devamında Kanar, "Hasan Ocak ile beraber kayıpları arama mücadelesi başladı ve o bu hak arama mücadelesinde ışık ve meşale oldu" dedi.
Kanar'ın ardından ise Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak söz alarak, şimdiye kadarki iktidarların kayıpları görmezden geldiğini, AKP'nin ise kayıpları yalan söyleyerek unutturmaya çalıştığını dile getirdi. Ergenekon ve Balyoz davalarına değinen Ocak, "Bu davaları, faili meçhul cinayetleri yargılamak için başlatmadı kendi çıkarları için başlattı. Cinayetlerden yargılanan olmadı ve bugün hepsi tek tek serbest bırakıldı. Bunlara karşı adalet arayışımızı devam edecek" dedi. AKP'nin halkların demokratik taleplerini karşılaması için geçmişin kirli yüzü ile yüzleşmesi ve hesaplaşması gerektiğini vurgulayan Ocak, "Eğer hesaplaşmasa kirli çöp kutularına gider" dedi.
Eylemde Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak da Pir Sultan Abdal tarafından okunan "Elma sabahı" türküsünü okudu. Okunan türkünün ardından konuşan Maside Ocak, "Hasan bize orada duran sazı ile hep türküler çalar söylerdi onun sesini duymayı özledik. Unutmayacağız, mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
Hasan Ocak'ın kaybediliş öyküsünü ise Cumartesi İnsanları'ndan Ece Şimşek anlattı. "Bu topraklarda devlet, her türden ahlaki, hukuki kuralı çiğneyerek insanları kaybetti. Evrensel hukuku ayaklar altına alarak bu suç işleyen kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasını engelledi. Suçu cezasız bırakarak yaygınlaşmasına neden oldu" diyen Şimşek, 90'lı yıllarda Hasan Ocak ile birlikte ilk kez gözaltında kaybedilen birinin bedenine ulaşılarak devletin suçüstü yakalandığını dile getirdi.
Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu'nun o dönem "Toplumdan hükümet adına özür diliyorum" dediğini hatırlatan Şimşek, buna rağmen faillerin 19 yıldır yargılanmadığına dikkat çekti.
Hasan Ocak'a işkence yapanlar arasında bugün Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay'ın da olduğunu belirten Şimşek, "Hasan Ocak'ı gözaltına alan, işkenceyle katleden, kaybeden, gerçekler açığa çıktığında hukuku işletmeyen, failleri koruyan iklimin sorumlularıdır. Yalnız TİM3'ün işkenceleri değil, onları koruyanlar, teşvik edenlerde yargılanmalıdır" dedi. Açıklamanın ardından Hasan Ocak'ın "Hoşçakalın en yakın zamanda görüşmek üzere" dediği bir ses kaydı dinletilmesinin ardından eylem sona erdi.
