Kışanak: Özgürlük ve demokrasinin yolu özerklik

Amed’in Bağlar ilçesinde düzenlenen "Uluslararası Demokratik Özerklik Modeli" konulu panelin açılış konuşmasını yapan BDP Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, "Her şey Ankara'dakinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda.

Kışanak: Özgürlük ve demokrasinin yolu özerklik
Amed’in Bağlar ilçesinde düzenlenen "Uluslararası Demokratik Özerklik Modeli" konulu panelin açılış konuşmasını yapan BDP Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, "Her şey Ankara'dakinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda. Özgürlük, demokrasi ve eşitlik istiyorlarsa bunun tek bir yolu vardır o da demokratik özerkliktir" dedi.


Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tarafından Bağlar Belediyesi Konferans Salonu'nda "Uluslararası Demokratik Özerklik Modeli" konulu panel düzenledi.

Panele BDP Eşbaşkanı ve Amed Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Gültan Kışanak, PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Batı Kürdistan’ın Kobanê Dışişleri Bakanı İbrahim İbrahim Kurdo, Kobanê İnsani Yardımlar Sorumlusu Sileman Xelil, Adalet Divanı Eşbaşkanı Fayize Ebdi, Adalet Divanı Başkanı Nihad Ehmed, Gümrük ve İçişleri Divanı Sorumlusu Omar Mihdali, Adalet Divanı Üyesi Zehra Sedun, Ulaştırma Divanı Sorumlusu Hemze El-Mihemed, BASK Heyetinden Amaiur, Ulusal Millet Vekili Jon Iñarritu, Aralar Dış ilişkiler sorumlusu Iñaki Aldekoa, Katalonya-Kürdistan Dostluk Derneği adına Albert Folch, İzlandalı Parlamenteri Ögmundur Jónasson, Bolivya Senatörleri MAS Grup Başkanı Flora Aguilar, parlamenter Roberto Rojas, akademisyenler, Fransa örenci grubu, Britanya Kürt Dostluk Grubu temsilcileri katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, Ulus-Devlet yapılanmasının son 300 yıldır toplumları yönetmeye çalıştığını belirtti. Ulus-devlet anlayışının katı merkeziyetçi, bir tek ulusun egemenliğine dayanan farklı kimlikleri, farklı kültürleri, farklı dilleri yok sayan inkar eden bir yönetim biçimi olduğunu söyleyen Kışanak, Kürt halkı olarak da tek tipçi bu devlet anlayışını mağduru olan bir halk olduklarını ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulurken, devletin kendisini Türk devleti olarak tanımlamadığını söyleyen Kışanak, "Ve bu sınırlar içerisinde yaşayan herkesi Türk olmaya zorladı. Türk gibi yaşayacak. Kendisine Türk diyecek. Kendi anadilini unutup Türkçe'ye yönelecek. Ve bu egemenlik ilişkisini zorla kabul ettirmeye çalışan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıya kaldık. Ve 90 yıldır bu tek tipçi devlet anlayışı Kürtler ile sürekli çatışma halinde oldu. Çünkü bu topraklarda yaşayan birçok farklı kimlik vardır. Birçok farklı kültür-dil vardır. Bunların büyük çoğunluğunun başına inanılmaz felaketler geldi. Ya asimilasyonu kabul ettiler, ya göçü kabul ettiler ya da katledildiler" dedi.

Kürt halkının hem asimilasyona, hem tehcire hem de göçe direndiğini söyleyen Kışanak, aynı zamanda da Türkleşmeyi de kabul etmediklerini ifade etti. Kendi kimlikleri ile yaşama konusunda ısrarcı olduklarını belirten Kışanak, buna karşın büyük acılar, büyük katliamlar gördüklerini fakat insanlık camiasında bir halk olarak özgür yaşama iddiasından asla vazgeçmediklerini belirtti.

Bugün Kürt halkının yaşadığı coğrafyayı dört parçaya bölen sistemin iflas ettiğini söyleyen Kışanak, "Güney Kürdistan'da federal bir yönetim kuruldu. Rojava'da Suriye'de ki Batı Kürdistan'da Kanton yönetimleri kuruldu. Doğu Kürdistan'da İran'da ki Rojhılat halkımız büyük acılar ve büyük deneyimler yaşadı. Ve halen devam ediyor. Ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerin de yüz yıllık direnişi bugün çözüm aşamasına gelmiş durumda.  Kürtler çok somut ve net çözüm önerisini devlete sundu. Yaklaşık 15 yıldır bu öneriler Ankara'da devletin masasının üstünde. Bizler şunu savunuyoruz. Bu kadim topraklarda yaşayan tüm halklar, kendi varlıklarını koruma, kendi kültürlerini geliştirmek, kendi dillerini kullanmak ve geliştirme hakkına sahiptir. Dili ile kimliği ile kültürü ile tarihi ile birlikte kendisini geleceğe taşıma hakkına sahiptir. Her kes için hak olarak gördüğümüz bu konularda, Kürtler olarak diyoruz ki; bunlar bizim hakkımızdır, Türklerin de, Arapların da. Lazların da Ermenilerin de Süryanilerin de her kesin de hakkıdır. Bir halk olmaktan kaynaklı doğal hakları vardır. Bu hakları kullanmaları gerekir. Bu hakların önünde varsa engelleri kaldırılmalıdır" diye konuştu.

Masaya koymuş oldukları önerinin "birlikte yaşama önerisi" olduğunu ifade eden Kışanak, birlikte yaşamanın kurallarının, ilkelerinin hep birlikte belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Kışanak, "Özerk bölge yönetimlerimizi kurmak istiyoruz ve böylece bütün haklarımızı kullanmanın imkanlarına kavuşmak istiyoruz. Katı merkeziyetçi devlet yapıları bölücüdür, ayrıştırıcıdır, çatışmacıdır, kavga çıkartır. Kavgayı çıkartan, savaşı çıkartan tek tip anlayışı dayatan katı merkeziyetçi devlet yapılanmasıdır. Devleti Türk devleti olarak tanımlayıp burada ki yaşayan herkesi Türk olmaya zorlarsanız, bu topraklarda kavga çıkar. Her yönetimde yüz yıllardır yaşadığımız da budur. Biz bunun yerine kavgayı önleyecek, çatışma ve savaşı önleyecek birlikte özgür ve eşit yaşamı kuracak bir yönetim modellinin mümkün olduğunu söylüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

"15 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin önünde duran demokratik özerklik modeli var" diyen Kışanak, şöyle konuştu: "Masanın üzerindedir, Ankara'da hükümetlerin önündedir. Bu konulardan biri de açığa çıkarıyor ki eğer birlikte eşit ve özgür bir yaşam arzulanıyorsa, yerel yönetimlerde özerklik şarttır. Bundan kaçınmak mümkün değildir. Katı merkeziyetçi sistemin tüm Türkiye halklarının başına bela olmuştur. Ankara'da ki bir başbakan bir hükümet Türkiye'nin dört bir yanında ki her şeye karışabiliyor. Nereye park yapılacak, nerede yol geçilecek, nerede, hangi okulda hangi kitabın okutulacağı ya da yetim kalmış bir çocuğun hangi bakım ile ihtiyacının karşılanacağına kadar karışabiliyor. Her şey Ankara'da kinin iki dudağı arasına sıkışmış durumdadır. Bugün otoriter yönetim anlayışından şikâyet edenler, Başbakan otoriter yönetim anlayışı uyguluyor. Eğer bu yönetimden kurtulmak istiyorsanız, eğer her şeyin Ankara'nın iki dudağı arasında olmasını istemiyorsanız yapacağınız tek şey Ankara'da toplanmış tek merkeziyetçi sistemi yerel yönetimlere dağıtmak olacaktır. Aksi takdirde iktidarı ele geçiren gücü, ele geçiren kendi anlayışını, kendi yaşam tarzını, kendi ideolojisini, kendi hayallerini bu topluma dayatacaktır. Özgürlük, demokrasi ve eşitlik istiyorlarsa bunun tek bir yolu vardır o da demokratik özerkliktir.”

Kışanak konuşmasının ardından seçim programı kapsamında yapacağı köy ziyaretleri için panelden ayrıldı. Panel sunumlarla devam etti.

Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2014, 21:39
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER