Türkiye'de koronavirüsten 126 kişi daha öldü

Türkiye'de bugün korona virüsünden 126 kişinin öldüğü açıklandı. Böylece ölenlerin sayısı 1769'a ulaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Vaka sayımızda artış devam etmektedir ancak artış hızının düşmekte olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki günlerde plato oluşturması şaşırtıcı olmayacaktır" dedi. Koca, haftaya pik noktasına erişilebileceğini söyledi.

Türkiye'de koronavirüsten 126 kişi daha öldü

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklamasında, Türkiye’de korona virüsü vakalarında artışın sürdüğünü ancak artış hızının düşmekte olduğunu söyledi. Koca, bugün 126 kişinin öldüğün, toplam can kaybının 1769 olduğunu söyledi. Koca, “Pik noktasını haftaya görebiliriz” dedi. Dün 115 kişi vefat etmişti.

Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

‘BOŞ SOKAKLAR SAVAŞI KAZANDIĞIMIZ ALANLARDIR’

Hazır bu mücadele yoluna girmişken, tedbirleri eskisinden çok daha sıkı tutun. Evinizde kalın, kendinizi koruyun, sosyal mesafe, izolasyon kuralına uyun. Sokağa çıkmayanlar bu mücadelenin görünmeyen kahramanlarıdır. Boş sokaklar her gün yeniden verdiğimiz bu savaşı kazandığımız alanlardır.

.

‘FİLYASYON YAPILAN TEMASLI KİŞİ SAYISI 300 BİNDEN FAZLA’

Vakaların temas zincirlerini tek tek bularak gözetim altına aldığımızdan bahsettim. Filyasyon salgın hastalık tedavisinde öteden beri bilinen bir yöntemin adıdır. Amaç hastalığın yayılmasının önünü kesmektir.

Bugüne kadar filyasyon yapılan temaslı kişi sayısı 300 binden fazla. Filyasyon oranımız yüzde 97,5’e ulaştı. Özellikle temaslılara ulaşma oranı ve süreleri yakından izlenmektedir. Filyasyon başarımızı sayısal olarak ölçebiliyor, alacağımız fazladan tedbirlere karar verebiliyoruz.

Ülkemizin bulaşıcı hastalık mücadelesinden geçmiş tecrübeleri gözardı edilemez. Bunlara sahip olmamız bizim büyük şansımızdır. Bugüne kadar yapılan yatırımların ne kadar yerinde olduğunu toplum olarak bir kez daha test etmiş olduk. Vakalara erken müdahale stratejimizin bir diğer yönünü oluşturmaktadır. Vakalara erkenden ilaç başladık, tüm hastalarımıza ücretsiz ulaştırdık. Filyasyon sonrası takibi yapılan ve belirti ortaya çıkınca hastaneye yönlendirilen hastalarda tedavinin etkilerini somut olarak gördük.

’65 YAŞ ÜSTÜ VAKA YÜZDE 35’TEN YÜZDE 18’E DÜŞTÜ’

Diğer ülkelerden edindiğimiz bilgilerin aksine Bilim Kurulu’nun görüşleri doğrultusunda tedavi algoritmamızı değiştirip hastalarımızda zatürreye dönüşme hızı düşmüştür.Bu da yoğun bakım ve entübe sayılarımıza yansımaktadır.

Önce 65 yaş üstü vatandaşların dışarı çıkışını kısıtladık, ardından gençlerimize bu kısıtlamayı getirdik. Bu tedbirler netice vermektedir. İleri yaşta pozitif vaka sayımızda belirgin azalma görüldü. 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağından önce vakaların yüzde 35’i 65 yaş üstünden büyüktü, kısıtlamadan sonra yüzde 18’e düştü. Evde kalmaya mecbur bırakılmanın çok kolay olmadığını biliyorum. Bu tedbirlerin ısrarla uygulanmasını talep ediyoruz.

‘HASTANELERİN YÜKÜNDE YAVAŞLAMA OLDU’

Hastanelerimizde sağlık personelimiz aynı hızda ve gayrette görevlerine devam etmektedir. Hastanelerimiz üzerine gelen yükte bir yavaşlama olduğunu sahada da görebilirsiniz.

Vaka sayımızda artış devam etmektedir ancak artış hızının düşmekte olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki günlerde plato oluşturması şaşırtıcı olmayacaktır.

Bu saat itibariyle bugün toplam test sayımız 558 bin 413 oldu. Bugün eklenen 4 bin 353 yeni vaka ile toplam vaka sayımız 78 bin 546’ya ulaştı. 1.542 hastamız iyileşti. Artan test sayımıza rağmen vaka artış hızımız azalıyor. Yoğun bakım ve entübe hasta sayımız azalıyor. Diğer ülkelerden farklıyız. Hastanelerimizin çok yoğun olduğunu düşünüp belirtilerinizi gözardı etmeyin, tedavi için geç kalmayın.

Hayat durulana kadar evinizde kalın, sükunetinizi koruyun. Evinize çekilin, kendi dünyanıza çekilin, eviniz düşündüğünüzden daha büyüktür. Tedbirlere uyması biraz zor gelebilir ama ödülü büyük olacaktır. Bu ödülleri uyduğumuz tedbirlerle kazanacağız. Ödül sevdiklerimizi hayatta tutmak.

Sağlıkta şiddetin önlenmesi yasa teklifi yasalaştı. Sağlık çalışanlarını korumaya yönelik en kapsamlı yasanın çıkmasında katkısı olan tüm vekillerimize teşekkür ediyorum.

‘BİLİM KURULU TAVSİYE KURULUDUR’

Hafta sonu başlayan ve bu hafta sonu da karar verilen sokağa çıkma yasağının bu amaca hizmet ettiğini rahat söyleyebiliriz. Bu doğrultuda daha sonraki haftalarla ilgili Bilim Kurulu’nda gündeme gelmedi ama kurulun bir tavsiye kurulu olduğunu unutmayalım, bir karar merci değil. Tavsiye kararları alan bir kurum. Başından itibaren süreci Bilim Kurulu’muzun öneri ve yaklaşımlarıyla sağlık boyutunu götürmeye çalıştık. Yani hem testlerin kimlere yapılması gerektiği, hangi hastanın şüpheli görüleceği, hangi hastanın Covidli olduğu, hangi hastanın nasıl tedavi edilmesi gerektiğinin gün gün değiştiğini bilmiş olalım. Dinamik bir şekilde sürekli güncelleyen… Hekim arkadaşlarımızın, herkesin bu anlamda bir hastaya ne zaman test yapılması ve hangi tedavinin başlanması şekilde standardize edildi Bilim Kurulu’nda.

‘ŞÜPHELİ VAKAYA TEDAVİ UYGULUYORUZ’

Burada özellikle şöyle bir algoritma var, eğer semptomu varsa şüpheli görüyoruz, tomografisinde bulgu olma durumu zorunlu değil. Temaslı olup semptomu olan birisine test yapılması gerektiği rehberde yazılıyor. Bu şüpheli görülen vakalar Covid-19 tanısı alması için DSÖ’nün tanımlaması var. Eğer PCR testi yapılabilen bir ülkeyse PCR testi pozitif olan şüpheli vaka olduğu, pozitif olan vakanın bildirilmesi gerektiğini açık söylüyor. Şüpheli olan vaka tanımı belli, doğrulanmış olan vakanın tanımı da belli. Biz şüpheli vakaya da Covid tedavisi uyguluyoruz. Eğer bir mevsimsel gripten ayrılamama durumu söz konusu ise onunla ilgili ilacımızı da başlıyoruz.

‘YOĞUN BAKIMDAKİLER GEÇ MÜRACAAT EDENLER’

Biz vakayı tedaviden mahrum etmiyoruz. Temaslı olan veya semptomu olan vatandaşımız erkenden tedaviye başlamak için sağlık kuruluşlarımıza maskesini takarak bu tedaviyi erkenden alma çabası içinde olmalı. Erken dönemde tedaviye başlamanın zatürreye dönüşümünü azalttığını, yoğun bakıma alınmanın azaltıldığını görüyoruz. Yoğun bakımdakilerin çoğu sağlık kuruluşlarına geç müracaat eden vatandaşlarımız. Erken dönemde yüksek akımlı oksijenle entübe etmemenin hasta için faydalı olduğunu görüyoruz. Bunlar tedavi uygulamada farklılık içinde olduğumuzu gösteriyor. Verilerimizi yeni haliyle paylaştığımız bir kurul toplantısı oldu. Bu farklılıklarımızı dünyaya hızla yayın yaparak göstermek istiyoruz. Bunu da yapacağımıza inanıyorum.

‘VAKA TANIMI KODUYLA İLGİLİ SORUN YOK’

Testi daha sonra çıkanlar pozitifse ölü sayısına ilave oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu noktada Türkiye ile ilgili hiçbir sorunu yok. Sorun olduğunu söyleyenler DSÖ’nün açıklamalarına baksınlar. Bizim hem vaka hem de ölüm oranlarını, rakamlarını ne kadar şeffaf yaptığımızı belirten açıklamaları oldu. DSÖ PCR testinin yapılamadığı ülkeler için olabilecek bir kod, yani şüpheli bir kod, bunun dışında PCR testinin yapıldığı ülkeler için de ikinci bir kod veriyor. Türkiye için verilmesi gereken kod doğrulanmış vaka tanımı şeklinde. Bu anlamda hiçbir sorun yok. DSÖ de zaten yaptığımız çalışmaları, bildirimleri takdirle anıyor. Biz ülkemize güvenelim, sağlık ordumuza güvenelim. Gerçekten ölüm sayılarımızdaki düşüş bizim tedavideki, yani sağlık çalışanlarımızın farklı yaklaşımı ve yoğun bakımdaki pratik uygulamalarımız olduğuna inanalım.

PROF. OVALI SORUSUNA YANIT: SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN UMUTLA OYNANMAZ

(Prof. Dr. Ercüment Ovalı’nın açıkladığı ilaçla ilgili soru üzerine) “Sözü edilen ilaç uluslararası bir ilaç firmasının patentli ilacı. Cümlelerimi özellikle seçerek kullanıyorum. Uluslararası bir ilaç firmasının patentli ilacı. Türkiye’de ruhsatlı bir ilaç. Akciğer sorunu olan hastalara uygulanan ve fayda görülen bir ilaç. Burada Covid-19’la ilgili bu ilacın faydalı olduğuna dair laboratuvar ve klinik çalışmaların başladığını da biliyoruz. Bir Türkiye’de hem aşı, hem de tedaviyle ilgili bütün çalışma yapan üniversite ve kurumlara çağrıda bulunduk. Bununla ilgili, ilgili merkeze de 23 Mart’ta aşı ve tedaviyle ilgili herhangi bir çalışmanız varsa projelendirip bize başvurun dedik. Oradan bize gelmedi. Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir. Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanamaz. Bizim için bu topraklara aidiyet içinde olan, insanlığa faydalı çalışma yapan herkes kıymetlidir. Yayın, araştırma ve çalışmanın nasıl yapıldığı da çok iyi bilinir. Klinik araştırma için bu çağrımıza yanıt verilebilirdi. İlaç ve aşı işi milli ve stratejik bir iştir, sosyal medya üzerinden yapılmaz.

‘2 HAFTALIK PLATO DÖNEMİ OLACAK’

Biz tedbiri asla elden bırakmamalıyız. İlk günden itibaren süreci şeffaf bir şekilde aktarmaya gayret ediyorum. Şu an rakamları hepimiz biliyoruz ve geldiğimiz durumu da biliyoruz.

Önümüzdeki günler bir pik noktasına erişebileceğimizi görüyoruz. Devamında ortalama dünya örneklerinden edindiğimiz tecrübeyle 2 haftalık bir plato dönemi olacağını biliyoruz. Bizi asla rahatlatmamalı, tedbiri elden bırakmamalıyız. Bu mücadelede çok önemli 3 unsur var; vakayı tespit edip filyasyon yapabilir olmak, tedavide çok güçlü olabilir olmak, izolasyon. Yani temas ve mesafeyi hiç elden bırakmadan devam edebilir olmak, bu sağlanırsa yeni bir dalga önlenebilir ve normale dönüş sağlanabilir.  / DUVAR

Güncelleme Tarihi: 19 Nisan 2020, 18:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER