Kartal: 'Siyasetin önü açılsaydı silahsızlanma sağlanabilirdi'

Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal “AKP gerekli yasaları çıkarıp, demokratik siyasetin önünü açsaydı silahsızlanma sağlanabilirdi” dedi.

Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal imc tv’de yayınlanan Gündem Müzakere programında Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtladı.

Hükümetin PKK’nin silahsızlanmasıyla ilgili açıklamalarını gayriciddi olarak niteleyen Kartal “AKP gerekli yasaları çıkarıp, demokratik siyasetin önünü açsaydı silahsızlanma sağlanabilirdi” dedi.

Remzi Kartal’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

Müzakere süreci

“Kandil’de bu siyasal destek çok net bir şekilde deklare edilmiş ve başkanımız tarafından Kandil’de yapılan görüşmelerde bir müzakere taslağı taraflara sunulmuş hem Kandil hem hükümet için. Bu müzakere taslağı çerçevesinde tarafların görüşlerini netleştirmesi ve ana başlıklar çerçevesinde müzakerelerin başlatılması, 15 Şubat’a belli konularda kadar alınacak sonuçlar çerçevesinde bir sonuca gidilmesi ve bu temelde de başkanımızın sürece yönelik bazı adımları atması noktasında önerileri olacaktı. Ama biz hareket olarak bu taslağın arkasında olduğumuzu açık ve net bir şekilde ifade ettik.

“Bugüne kadar da 15 Şubat tarihine kadar hükümetin bu konudaki görüşleri, ilgili ana başlıklar çerçevesinde bir komisyon çalışması başlatması bekleniyordu. Gözlemci bir heyetin sürecin gidişatını gözlemlemek bakımından görüşmelerde hazır bulunması gerekiyordu.

“Bu temelde başlatılan müzakerelerle ilgili ana komisyon çalışmalarının yani 10 temel başlık altında çalışmaların yürütülmesi gerekiyordu. Bir startın olması gerekiyordu ama bugüne kadar bu konuda hükümet gerçekten sadece kendi beklentileriyle ilgilendi. Hükümet kendi taleplerini öne sürüyor. Bu temelde kamuoyuna kendisine göre bir algı oluşturmaya çalışıyor. Ama bunların olması için kendisinin yapacağı, kendisinin yapması gereken konularla ilgili bugüne kadar malesef hükümetin yetkilerinin net açıklamaları olmamıştır.

Silahsızlanma

“Silahsızlanma konusu Kürt sorununun çözüm sürecinde en son madde olarak müzakerelerde yer almaktadır. Uluslararası bütün örneklerde olduğu gibi ortadaki bir isyanın özgürlük ve haklar talebinde bir karşılığının bulunması halinde karşılıklı atılacak adımlar çerçevesinde siyasi adımların atılması, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması halinde son olarak demokratik sürece geçişle bağlantılı olarak silahların bırakılması ve demokratik siyasal yaşama geçilmesi söz konusu.

“Ama şu anda bu talepte bulunan AKP Hükümeti’nin uygulamalarına baktığımızda AKP bir taraftan Kürt sorununun çözümüyle ilgili somut kayda değer hiçbir adım atmamışken Kürt kimliğine yönelik, Kürt halkının özgürlük taleplerine yönelik somut yasal hiçbir adım atmamışken hareketimizi, önderliğimizin bunca yarattığı tarihsel fırsatlara karşılık bunlara rağmen hasta tutukluların, yani yaşadığı günleri bile sayılı olan hasta tutukluların bile, hala her gün birilerinin cezaevinde, zindanlarda ölüm yaşadığı gerçeğine rağmen salıverilmediği, yine halkımıza yönelik her türlü şiddetin uygulandığı, -hani diyorlar ya silahsızlanma, Önder Apo 2013 Newrozu’nda ne söyledi? Silahların yerine siyasetin konuşması demokratik siyasetin kanallarının açılması- peki hangi demokratik siyaset kanalları açıldı? Demokratik siyasetin önünün açılması için hangi yasalar çıkarıldı?

“Tam tersine demokratik yasalar çıkarılması gerekirken, topluma güven verilmesi gerekirken, toplumun, -Gerçekten evet çözüm oluyor, demokrasi gelişiyor, özgürlüklerin önü açılıyor- beklentisinin güçlendirilmesi gerekirken tam tersine bir taraftan bir taraftan topluma yönelik polisiye kanunlar, olağanüstü hal kanunları, iç güvenlik konsepti içerisinde olağanüstü hal sürecini aşan tedbirler içeriyor. Şimdi bunları getiren bir hükümetin dolayısıyla çözümle ilgili silahları bırakmadılar söylemleri son derece gayrı ciddi, iki yüzlü, samimiyetten uzak, tamamen kendilerine göre kamuoyunda bir algı yaratmayı hedefleyen bir politika. Bu da tam tersine çözüm sürecinde olması gereken güvenilirliği ortadan kaldırıyor, ciddiyeti ortadan kaldırıyor ve çözüm sürecini riske sokuyor.

Öcalan’ın silahsızlanma düşüncesi

“Bu konuda başkanımızın tavrı son derece net. Bizim tercihimiz hiçbir zaman silah olmadı. Kürt halkı özgürlük mücadelesi devletin Kürt halkına zorla dayattığı silaha karşı kendisini ve halkını korumak için silahı kullandı. Zor politikaların ortadan kaldırılması, demokrasinin önünün açılması, demokratik siyasetin önünün açılması halinde Kürtlerin demokratik-yasal bir zeminde mücadele etmesinin yasal koşullara kavuşturulması halinde silahlı mücadelenin hiçbir gereği yoktur. Ama bu hep söylendi. Zaten 2013 Newrozu’nda deklare edilen manifesto budur. O günden bu güne kadar süren bütün görüşmelerde AKP’nin yasal adımları atması halinde, demokratik siyasetin zemini açması halinde bu süreç gelişecektir.

Görüşmelerin başlaması

“Bu hafta içerisinde de hükümet yetkilileriyle yapılan görüşmede de yakın bir tarih içerisinde de zamana yaymadan müzakerelerin başlaması gerekiyor. Çünkü bir önceki görüşmede, ‘Bir sonraki görüşmede artık gözlemci olacak, bu konuda heyetler tamam olacak’ denmişti. Bu konuda biz somut bir adımın atılmasını bekliyoruz.

“Bazı adımların atılması çerçevesinde süreçle ilgili kamuoyuna yönelik bir ortak tutum ifade edilmesi gerekiyor. Bu güne kadar yürütülen tartışmaların ışığında süreçle ilgili güven veren somut yapılması gereken müzakere süreciyle ilgili tutum belirleyen bir deklare gerekiyor. Sanıyorum bu Önder Abdullah Öcalan’la yapılacak görüşmeler sonrasında bir somuta kavuşabilir.

Seçim barajı

“HDP risk de alarak Türkiye’nin geleceği açısından yani AKP’yi sınırlandırmak bu gerçekten Türkiye’ye giydirilmek istenen bu kabus konseptinin karşısında durabilmek, fren olabilmek için parti olarak seçimlere girmeyi, demokrasi bloku olarak özgürlük bloku olarak engel olmak istiyor.

“Bana göre bu mümkündür. Ben barajın üstünde bir rakam bekliyorum. Bunun için Türkiye’de sadece HDP’liler değil HDP’nin dışında başka birçok çevreler de, HDP’nin ancak AKP’yi frenleyebileceğini biliyor.

Sürgünde yaşayan siyasetçiler

“Bizim dönüşümüz seçimlerle ilgili ve bağlantılı bir dönüş değil. Biz hem temsil ettiğimiz siyasal konum hem de çözüm süreciyle ilgili olarak atılacak adımlara bağlı olarak başkanımızın yürüttüğü görüşmeler çerçevesinde, eğer hükümetin gerçekten çözüm sürecinde somut bazı adımlar atması halinde önderimiz Sayın Öcalan uygun görürse bir konuda bir çağrısı olması halinde bizim dönüşümüz söz konusu olabilir. Bizim açımızdan böyle bir şey gündemde değil.

“AKP Hükümeti bu konuda çok somut adım atmamasına rağmen ama süreci geliştirmek amacıyla, Kandil’den Avrupa’dan, Mahmur’dan gruplar istedi ve bu temelde Mahmur’dan gelen bir arkadaşımız Lütfi Taş cezaevinde şehit oldu.

“Bu açıdan AKP hükümetinin sicili çok bozuk, çok kötü ve güven vermiyor. Onun için bütün bunları önderliğimizin düşünerek somut bazı adımların atılması, yani bizim dönüşümüz eğer siyasal sürece katkı olacaksa; yeni Lütfi Taş’lar olmayacaksa, yeni tutuklamalar olmayacaksa olabilir.” / İMC

Güncelleme Tarihi: 17 Şubat 2015, 18:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER