HDP Demirci'deki ırkçı saldırıyı Meclis'e taşıdı

HDP Manisa’nın Demirci ilçesinde Kürt işçilere yönelik yapılan ırkçı saldırıları Meclise taşıdı.

HDP Demirci'deki ırkçı saldırıyı Meclis'e taşıdı

HDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması için verdiği soru önergesinde, Manisa’nın Demirci ilçesinde hükümet konağı ve Karaca Alışveriş Merkezi inşaatında çalışan Kenan Atılgan, Savaş Çoban, Burhan Çoban, Kadir Kılıç, Uğur Koyuncu ve Recep Çoban adındaki işçilerin, 6 Aralık akşamı ilçe merkezinde bir linç saldırısına maruz kaldığını belirtti.

İşçilerin doğrudan aktardığı bilgilere göre, Kadir Kılıç ve Recep Çoban, ismi belli olmayan ancak Ağrılı oldukları söylenen iki inşaat işçisi ile sokakta sohbet ettikleri esnada Cafe Alem, Cafe Biyer ve Aydın Pide sahiplerinin ve çalışanlarının içinde olduğu belirtilen 100 kişiye yakın kalabalık bir grubun saldırısına uğradıklarını vurgulayan Birtane, “Ağrılı işçilerin Kürt oldukları gerekçesi ile daha önce de Cafe Alem’e alınmadığı iddiası bulunuyor.

Aktarılan bilgilere göre, Recep Çoban’ı alıkoyan grup sopalarla diğer gençlere saldırmıştır. Kadir Kılıç’ın akrabalarını araması üzerine olay yerine gelen Kenan Atılgan, Burhan Çoban, Savaş Çoban ve Uğur Koyuncu da bu kalabalık grubun linç saldırısına maruz kalmıştır.

Kenan Atılgan, Savaş Çoban, Burhan Çoban, Kadir Kılıç, Uğur Koyuncu ve Recep Çoban, Manisa Demirci’de inşaat işçi olarak çalışan Kürt işçilerdir. Ankara Haymana nüfusuna kayıtlı olan işçilerin anlattıklarına göre, olay yerine polisler geldikten sonra Demirci Devlet hastanesine götürülmüşlerdir” dedi.

İşçilerin hastanede karanlık bir odaya kapatıldıklarını, hastane önünde yaklaşık 2 bin kişinin toplandığını, kitlenin içinden “bu Kürtleri bize teslim edin öldürelim” şeklinde sesler yükseldiğine de soru önergesinde yer veren Birtane şöyle devam etti: “İşçiler, polislerin de kendilerine ‘şu an dışarda 2 bin kişi sizi öldürmek için bekliyor’ dediklerini öne sürmüşlerdir. Demirci Devlet Hastanesinde tedavi edilmeyen içiler, ambulanslarla ilçeden uzaklaştırılmışlardır.

Sonrasında 9 Eylül Üniversitesi Hastanesinde tedavi edilen işçilerden Kenan Atılgan’da ve Savaş Çoban’da burun kırığı, diğer işçilerin vücudunda ise darp izleri olduğu tespit edilmiştir. Kimlik belgelerinin dahi verilmediğini ileri süren işçiler işyerindeki eşyalarını alamdan apar topar Ankara’ya döndüklerini dile getirmişlerdir.”

Saldırının Kürt işçilerin, Kürt kimliklerinden dolayı linçe maruz kaldığını gösteren vahim olaylardan biri olduğuna dikkat çeken Birtane, “Kürt işçiler, kimliklerinden dolayı batı illerinde saldırıya maruz kalmaktadırlar. Ancak saldırganlar hakkında işlem yapılmadığı gibi, Kürt işçiler birer suçlu gibi o ilden uzaklaştırılmaktadırlar.

Manisa’da yaşanan bu olay da ırkçı bir saldırıdır. İşçilerin silahla tehdit edildiği, sopalarla vurularak darp edildiği bu saldırı hakkında etkin bir soruşturma başlatılmaması, gözaltı ve tutuklama olmaması saldırıların normal karşılandığını göstermektedir.

Hukuk devletinin gereği, Kürt işçilere linç saldırısında bulunanlar hakkında yargı süreci başlatılmalıdır. İnsanların kimliklerinden dolayı çalışma özgürlüğünün kısıtlanması, linç edilmesi kabul edilemez ve normal karşılanamaz” dedi.

Birtane’nin soru önergesinde şu sorular yer aldı:

-6 Aralık 2014 akşamı Manisa Demirci’de Kürt işçilerin darp edildiği olaylar nasıl meydana gelmiştir? Kürt işçiler neden Manisa’dan memleketlerine gönderilmiştir?

-Kürt işçiler niçin bu saldırıya maruz kalmıştır? Saldırıya maruz kalan işçiler, bu ırkçı saldırıya öncülük edenlerin Cafe Alem, Cafe Biyer ve Aydın Pide işletme sahipleri olduğunu ileri sürmektedirler. Bu iddialar doğrultusunda söz konusu kişiler hakkında bir işlem yapılacak mıdır?

-Manisa Demirci’de “bu Kürtleri bize teslim edin öldürelim” sesleri yükselen kitlenin içinden kaç kişi gözaltına alınmıştır? Kaçı hakkında işlem yapılmıştır? “Şu an dışarda 2 bin kişi sizi öldürmek için bekliyor” diyen polisler hakkında işlem yapılacak mıdır?

-Manisa’da Hükümet Konağı inşaatında çalışan Kürt işçilerin ırkçı saldırıya maruz kaldıkları için il dışına çıkarılmaları bir hukuk devletinde kabul edilebilir ve normal karşılanır bir durum mudur? Irkçı saldırılar karşısında önleminiz Kürtleri batı illerinden uzaklaştırmak mı olmaktadır? Olması gereken ırkçı saldırıları düzenleyenlerin cezalandırılması değil midir?

-Bu saldırı da Kürtlerin çoğu kez maruz kaldığı saldırılar gibi Kürt kimliğine karşı yapılmış ırkçı bir saldırıdır. Siz bu saldırıda gözaltı ve tutuklama olmaması durumunu normal karşılıyor musunuz?

-Demirci’de 2 bin kişinin toplanarak Kürt işçileri linç etmeye çalışmaları, bazılarını darp ederek yaralamaları fiili ve “bu Kürtleri bize verin öldürelim” vb. ırkçı söylemler her hangi bir suç kapsamına girmiyor mu?

Güncelleme Tarihi: 12 Aralık 2014, 20:29
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER