Maxmur Milis Komutanı, Maxmur savunmasını anlattı

Mijini, “Şu an Güney Kürdistan'ın birçok yerinde savaş var. Ancak iddia ediyorum ki en güvenli yer şu anda Maxmur cephesidir. Tabi diğer yerlerde de güvenlik alınıyor, DAİŞ'e karşı bir savaş yürütülüyor” dedi.

Maxmur Milis Komutanı, Maxmur savunmasını anlattı
Maxmur Milis Güçleri Komutanı, Evdo Mijini, “Şu an Güney Kürdistan'ın birçok yerinde savaş var. Ancak iddia ediyorum ki en güvenli yer şu anda Maxmur cephesidir. Tabi diğer yerlerde de güvenlik alınıyor, DAİŞ'e karşı bir savaş yürütülüyor” dedi.


6 Ağustos 2014 günü DAİŞ çeteleri Musul’a bağlı Maxmur kasabasına kapsamlı bir saldırı başlattı. İkinci gün Maxmur kasabasına bağlı olan Maxmur mülteci kampı boşaltıldı. Herkes ‘Maxmur düştü, tehlike Hewlêr’e dayandı’ derken üçüncü gün DAİŞ'in Maxmur cephesinde büyük darbe aldığı haberleri basın bültenlerine düşmeye başladı.

DAİŞ Maxmur'a nasıl girdi, tekrar çıkarılıncaya kadar aradan geçen dört günde neler yaşandı? Maxmur halkının yaşamı bundan nasıl etkilendi? Maxmur'a yönelik DAİŞ tehlikesi halen devam ediyor mu?

Savaşın ilk gününden son gününe kadar Maxmur savaşının içinde yer alan kamp sakinlerinden ve şu anda Maxmur Milis Güçleri Komutanlarından Abdulkerim Tunç tanınan ismiyle Evdo Mıjini o dönem olup bitenleri ve şu anda Maxmur cephesinin durumunu ANF’ye anlattı.

DAİŞ'in Maxmur'a saldırısını anlatır mısınız? İlk saldırılar nasıl gelişti?

Maxmur alanına ilk saldırı 6 Ağustos günü gerçekleşti. Birkaç gün öncesinde böyle bir saldırının olacağı tahmin ediliyordu.

İlk gün Dıgura köyü tarafından geldiler. Dıgura, Maxmur kasabasının batısında Dicle nehrinin kenarında bir köy. Onun hemen yakınında da Sultan Abdullah nahiyesi bulunuyor. Buralar peşmergenin denetiminde olan alanlardı. DAİŞ'in olası saldırılarına karşı önceden derin kanallar kazılmıştı. Fakat ona rağmen peşmerge ciddi bir savaş yürütmeden o alanlardan çekildi.

Ön cephede yer alan bu iki köyü almaları çevredeki halkta bir korku yarattı. Aynı gün Maxmur kasabası boşaldı. Halk yerlerini terk edip Hewlêr’e geçti. Biz de olası zorlu bir savaşta sivil halkın zarar görmemesi için halkı kamptan tahliye ettik.

Halk nasıl çıkarıldı? Güvenliği nasıl sağladınız?

Kampı boşaltma kararı aldıktan sonra biz milis güçleri ile gerilla birlikleri bir planlamaya gittik. Karaçox dağı sırtları -ki bu hemen Maxmur kampının doğu tarafındaki bir dağ silsilesidir- bir de kamptan Hewlêr yönüne düşen Geç boğazını koordineli bir şekilde güvenliğe alarak halkı bir güvenlik çemberi içinde tahliye ettik. Bir kısım gücümüz kampın içinde kaldı.

Halkı tahliye ettikten sonra milis ve gerilla güçleri Maxmur kampının etrafını çember şeklinde sardı. O zamana kadar peşmerge, Maxmur kasabasını elinde tutuyordu. Fakat sonra her ne olduysa DAİŞ gelmeden peşmerge kasabayı bırakıp Geç boğazına çekildi. Böyle olunca DAİŞ hiçbir engelle karşılaşmadan Maxmur kasabasını ele geçirdi.

Böyle olunca bizde yeni bir taktik geliştirdik ve tüm kampı boşaltarak tüm güçlerimizi Karaçox dağına çektik. Bu şekilde coğrafyadan daha iyi faydalanacak ve onları istediğimiz gibi vurabilecektik. Ancak onlar bizim kampı onlara terk ettiğimizi sandılar.

Bizde ağır silahlar yoktu. Bu şekilde coğrafyayı kullanarak DAİŞ'in teknik üstünlüğünü boşa düşürmeyi ve ağır darbe vurmayı planladık.

Biz kampı boşaltıp dağa çekilince onlar gelip kampın içine girdi. Gece yarısından itibaren gerilla ve milis güçleri birlikte tüm dağı güvenliğe aldık. Peşmerge bizim alandan çıkmayacağımızı fark edince olduğumuz tarafa güç takviyesinde bulundu. DAİŞ çeteleri üçüncü gün gelip Maxmur kampının içine girdiler. Bu şekilde onlarla çatışmaya girmeye başladık. Üçüncü gün çetin çatışmalar yaşandı. Dördüncü gün dağın her tarafına konumlanmış ve üslenmemizi tamamlamıştık.

Koalisyon güçlerinin Maxmur cephesinde DAİŞ'e karşı bir saldırısı oldu mu?

Hayır, öyle bir saldırı olmadı. Sadece peşmerge kamp içinde üç noktayı kendilerine söylememizi ve bu belirlenecek noktalara hava saldırısının olacağını söyledi. Ancak öyle bir şey de gerçekleşmedi.

Kampı DAİŞ’ten nasıl geri aldınız? Uygulamak istediğiniz taktik tuttu mu?

Üçüncü gün çatışmalar yoğunlaşınca DAİŞ kampa istediği gibi giremedi. Giren de istediği gibi hareket edemedi. Bizim güçlerimiz birkaç koldan şiddetli bir saldırı gerçekleştirince onlarda bir şok durumu yaşandı. Onlar bizim çekilip gideceğimiz bekliyordu. Oysa biz taktik gereği çekilmiştik. Saldırılarımız sonucunda Maxmur kasabasına çekildiler. Saldırılar devam edince orayı da bırakıp Baqırtê köyüne toplandılar.

Geri giderlerken aynı zamanda çatışıyorlar mıydı?

Hayır, hiçbir çatışmaya girmediler. Oysa gelirlerken kimse DAİŞ'in durdurulabileceğine ihtimal vermiyordu. Sanki çekirge sürüsü gibi girdikleri her yeri silip süpürecek ve hiçbir canlıyı sağ bırakmayacaklardı. Her yeri tıpkı Musul gibi denetimlerine alacaklarına inanmışlardı. Ancak dediğim gibi bırakalım çatışmalarını araçlarını da bırakıp kaçtılar.

Sonrasında yeniden büyük saldırı gerçekleştirdiler mi?

Hayır, Maxmur’dan sonra çekildikleri Baqırtê köyünden de çıkarılınca artık kapsamlı saldırı gerçekleştiremediler. Ancak Dıgura ve Sultan Abdullah köyünden bizim olduğumuz cephelere sızma şeklinde saldırılar gerçekleştirmeye çalıştılar. Şimdiye kadar da saldırıları hep bu şekilde gerçekleşiyor.

Siz o ilk savaşta kaç kayıp verdiniz?

Biz savaşta hiç kayıp vermedik. Fakat gazeteci Deniz Fırat bizim olduğumuz cepheye gelip kamerasıyla çekim yapmaya çalışırken bir suikast sonucu şehit düştü. Onun dışında şehit düşen arkadaşımız olmadı.

Kampa tekrar girdiğinizde nasıl bir durumla karşılaştınız?

Uzun süre kampta kalamadıkları için fazla zarar verememişlerdi. Bazı evlerin eşyalarını dağıtmışlardı. Bazı hayvanları öldürmüşlerdi. Bazı evlerin duvarlarını delip mevzi haline getirmişlerdi. Anlaşılan kendilerini uzun bir çatışma durumuna hazırlamışlardı. Ancak dayanamadılar. Dolayısıyla kampa daha büyük zarar verecek zamanları da olmadı.

Siz o zamandan beri bu cephede misiniz yoksa başka yerlere de gittiniz mi?

DAİŞ Maxmur’dan çıkarıldıktan 15 gün sonra Kerkük cephesine geçtim. Bir aydan fazla da Kerkük cephesinde kaldım. Orada birkaç defa çatışmaya girdim. Sonra tekrar mahmur cephesine geri geldim.

Kerkük’e geçtiğinizde nasıl bir durumla karşılaştınız, oradan edindiğiniz izlenimler neydi?

Ben Kerkük'e bağlı Dakuk alanına geçtim. Biz Maxmur kampından 12 milis gitmiştik. Orada da gerilla güçleri ve peşmerge aynı cephede savaşıyordu. DAİŞ o alanda da halk üzerinde bir korku psikolojisi oluşturmuştu. Ancak gerilla ve peşmergenin birlikte aynı cephede yer alması ve Maxmur’da çetelere darbe vurulması halkta moral yaratmıştı. Ancak yine de bir tedirginlik vardı.

Kerkük cephesinde binlerce peşmerge gerilla vardı. Siz neden o alana geçme gereği duydunuz?

Evet, Kerkük'te olmamız savaşın kaderini değiştirmesi açısından belki çok belirleyici değildi. Zaten az bir sayı gitmiştik. Ancak orada bulunmamız sembolik açıdan anlamlıydı. Tüm Kürt güçleri olarak aynı cephede yer alıyordu ve bence tarihi bir gelişmeydi.

Şimdi burada durumlar nasıl? Tekrar saldırılar gelişirse kendinizi savunabilir misiniz?

Şu an Güney Kürdistan'ın birçok yerinde savaş var. Ancak iddia ediyorum ki en güvenli yer şu anda Maxmur cephesidir. Tabi diğer yerlerde de güvenlik alınıyor, DAİŞ'e karşı bir savaş yürütülüyor. Ancak biz milis güçleri olarak gerilla ile birlikte Maxmur'da güçlü bir savunma sistemi geliştirdik. Gelişebilecek her türlü saldırıyı kırabilecek güçteyiz.

Yeni bir saldırı bekliyor musunuz? DAİŞ yeniden saldırabilir mi?

DAİŞ fırsat bulduğu anda saldırır bence. Ancak dediğim gibi biz her türlü saldırıya hazırlıklıyız ve her türlü saldırıyı kıracak güçteyiz.

Halk şimdi kendisini güvende hissediyor mu?

Evet dediğim gibi, bence şu anda Güney Kürdistan’da en güvenli yer Maxmur’dur. DAİŞ çeteleri Maxmur’dan çıkarıldıktan hemen sonra halkın geri gelmesi de bu güvenden kaynaklıydı. Kimse Ranya ya da başka yerde kalmak istemedi. Biz burada daha rahatız, kendimizi güvende hissediyoruz. Gerillanın da burada bulunması bizim en büyük güven kaynağımız. Milli güçler de burada kendi aralarında bir askeri sistem oluşturmuş ve kampın güvenliğini birlikte alıyoruz.

MAXMUR HEWLÊR İÇİN GÜVENLİK KAPISIDIR

Şunu söylemekte yarar var. Aslında Maxmur mevcut durumda sadece kendisini savunmuyor. Biz burada sadece Maxmur’un güvenliğini sağlamıyoruz. Aynı zamanda Hewlêr için de bir güvenlik kapısıyız. 2014 Ağustosu’nda yaşanan savaş bunu gösterdi. Burası düşerse Hewlêr tehlikeye girecek. Eğer biz Ranya’ya geçtikten sonra Maxmur kampına geri gelmemiş olsaydık, herkes şimdi Hewlêr’de yaşanan bir savaştan söz ediyor olabilirdi. Bu oldukça açık bir durum.

Maxmur savunma cephesinde kaç milis var?

Mevcut durumda 150 dolayında bir milis gücümüz var. Ancak bunlar sürekli silahlı ve mevzilerde yer alanlardır. Onun dışında gündüz işinde gücünde olup da gece mevzilere gelen yüzlerce kişi var. Yine kampta olası bir tehlike durumunda hemen cepheye gelecek yüzlerce kişi daha var.

Düzenli bir askeri sisteminiz var mı, kendi aranızda nasıl bir sistem kurmuşsunuz?

Evet, gayet tabi var. Biz her an savaşa girecek gibi hazırlanıyoruz. Bir disiplinimiz var. Biz gönüllü savunma birlikleriyiz. Savaş ciddi bir iş ve biz de bu ciddiyete göre hazırlanıyoruz. Belki düzenli bir ordu değiliz. Ya da belki gerilla gibi her şeyimizle kendimizi bir halk savaşına adamış değiliz. Ancak biz klasik anlamda bilinen milis güçleri gibi de değiliz. Askeri örgütlenme sistemimiz var. Bölük, takımlar şeklinde örgütlenmişiz. Kendi içimizde bir askeri işleyişimiz de var.

Sorumlularınızı nasıl belirliyorsunuz, örneğin kendi içinizde bir sorun çıktığında nasıl çözüyorsunuz? Bunun için işleyen bir mekanizmanız var mı?

2014 saldırısından sonra milisler olarak bir araya geldik. Maxmur’da biz yaşıyorsak güvenliğimizi almada da aktif olmalıyız, dedik. Herkes bu konuda hem fikirdi. Bu gereklilik üzerinden milisler olarak daha düzenli ve disiplin dahilinde örgütlendik.

Askeri sorumlularınızı neye göre belirliyorsunuz, kıstaslarınız var mı?

İçimizde askeri tecrübesi olanlar var. Örneğin Kuzey Kürdistan’dan göç etmeden önce gerillaya milislik yapan, oradan askeri tecrübe edinen arkadaşlarımız var. Yine askerlik yaptığımızdan dolayı biraz oradan da tecrübelerimiz var. Bu kıstaslar göz önünde bulundurularak sorumlularımızı çıkardık.

Biraz alandan söz eder misiniz? Maxmur ve etrafında hangi etnik yapılar yaşıyor?

Maxmur, Saddam zamanında Arapların yerleştirildiği bir kasaba. Ancak Saddam düştükten sonra çoğu gitti. Şimdi genelde Kürtler yaşıyor. Ancak etraf köylerde halen Arap nüfus da var. Aslında DAİŞ birazda bu köylerde yaşayan Araplardan güç alıp bu alana saldırdı. Çünkü onlardan epey destek gördü. Civar köylerdeki Araplardan her türlü istihbarat bilgisini alıyor. Örneğin ilk olarak Sultan Abdullah köyü tarafından geldi. Bu köy Maxmur’un batısına düşüyor ve Arapların yaşadığı bir köy. Sonra Baqırte köyü tarafından geldi. Bu köy Maxmur’un güney tarafında ve Karaçox ovasında bulunuyor. Ayrıca Kerkük’e bağlı Hewice ilçesinin DAİŞ in elinde olması Maxmur’a saldırmasında kendisine büyük olanak sunuyor. Çünkü Hewice üzerinden Karaçox ovasına rahat açılabiliyor ve burada bulunan Arap köyleri üzerinden de bu alanı istediği gibi kullanıyor. Dolayısıyla bu tehlikeyi Maxmur’a rahatlıkla yönlendiriyor.

DAİŞ bu ovayı ele geçirdiğinde bir katliam durumu yaşandı mı?

Hayır. Öyle bir durum yaşanmadı. Çünkü DAİŞ tehlikesi belirdiğinde köylerde ikamet eden Kürtler Hewlêr’e taşındılar. Arapların bazıları da zaten onlarlaydı ve bazıları da Musul’a taşındılar. Dolayısıyla öyle bir katliam durumu yaşanmadı.

DAİŞ’in şu anda Maxmur’a en yakın elinde bulundurduğu yer neresi?

Maxmura uzaklıkları 20 km. Sultan Abdullah nahiyesi onların elinde. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 26 Mart 2015, 13:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER