Yüksek: Rojava'nın statüsü temel önceliğimiz olacak

DBP Amed İl Örgütü, 22 Kasım’da gerçekleştirilecek kongre öncesi hazırlık konferansını Vedat Aydın Konferans salonunda yapıyor.

Yüksek: Rojava'nın statüsü temel önceliğimiz olacak
DBP Amed İl Örgütü, 22 Kasım’da gerçekleştirilecek kongre öncesi hazırlık konferansını Vedat Aydın Konferans salonunda yapıyor. Hazırlık konferansında konuşan DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek, Rojava'nın statüsünün en temel önceliklerinden olacağını belirterek, AKP hükümetinin çözüm sürecine çıkarcı ve oyalamacı yaklaştığından kaynaklı sürecin kritik bir aşamaya geldiğini söyledi.


DBP Amed İl Örgütü, 22 Kasım'da gerçekleştirilecek olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Kongresi Hazırlık Konferansını, Vedat Aydın Konferans Salonu'nda yapıyor. Konferansa, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan, Amed Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile ilçe belediye eş başkanları, DBP yöneticileri, STK temsilcileri ve yüzlerce kişi katıldı.

Kongre hazırlık komisyonunda yer alan DBP PM üyesi Mazlum Tekdağ, Amudê Sineması katliamında 300'ü aşkın çocuğun yakılarak katledilmesinin yıl dönümünü olduğunu hatırlatarak, Amudê Sineması katliamına en büyük cevabın Rojava devrimi olduğunu belirtti. 

Kongre hazırlık komisyonunda yer alan Dilek Öcalan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın DBP'nin 3'üncü Kongresi'ne gönderdiği mesajı okudu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek, Kürt halkının önemli bir süreçten geçtiğini dile getirdi.

"İçinden geçtiğimiz sürecin karakterini doğru tespit edemezsek, onun karşısında nasıl bir örgütleme geliştirmiş oluruz. Tarih, bu tür örneklerle çokça karşılaşmıştır. Sürecin gereğini yerine getiren halklar istenilen düzeye gelmişlerdir. Halkımız açısından da, bizler açısından da öyledir. Kimi tarihsel tespitleri yapmak gerekiyor" ifadesinde bulundu. 

Konferansların yanlış anlayışların mahkum edildiği yerler olduğunu belirten Yüksek, kendilerini geriye çeken yönleri örgütsel sorunları çözmeleri gerektiğini, tarih karşısında kendilerini geriye düşüren anlayışları tespit ederek, mahkum etmeleri gerektiğini söyledi. 

Yüzyıl önce dünyanın yeniden şekillendiğini, ancak Kürtlerin bu süreçte ulus ve örgütlenme bilincinde olmadığını ve en önemlisi de dünyadaki durumu değerlendirebilecek, çözebilecek, halkına perspektif oluşturabilecek bir önderlikten yoksun olmasından kaynaklı özgürlüğüne kavuşamadığını söyleyen Yüksek, "Tarihten silinmeye, yok sayılmaya gidildi. Bu da en dramatik hususlardan biridir, en yaman soykırımlardan biridir. Duşunun bir uluslararası güç gelip burada bir alanı işgal edebiliyor ama o toplumun varlığını inkar etmemiştir. Ama biz her türlü sömürüye maruz kaldık, hatta yok sayıldık. Varlığı tartışma konusu yapıldı. Bu kadar geriye götüren bir süreç yaşandı ve biz yüzyıldır bir halk olma mücadelesini veriyoruz. Elbette son kırk yıllık mücadelemiz, bu var olma halini başardı. Biz bir şeyi başardık, mücadelemiz bir şeyi başardı. Şehitlerimizin verdiği bedellerin yarattığı sonuç, halkımızın emeklerinin sonucu bir şeyi kanıtladı. Varlığımızı kanıtladık. Dünyada artık Kürtleri inkar edemiyor. Ama daha da yapacağımız şeyler var. Özgürlüğümüzü elde etme mücadelemiz halen devam ediyor" dedi. 

Kürtlerin Rojava direnişi ile kendini artık dünyaya tanıttığını söyleyen Yüksek şunları belirtti: "Psikolojik olarak geriye düşmek, direncimizin kırılması tarihsel olarak kaybetmemize neden olacaktır. Aslında kaos süreçlerinin temel karakterlerindendir, anları değerlendirmek. O açıdan normal bir süreçten geçmediğimizi, halkımızın kaderini tayin etme sürecinden geçtiğimizi bilmemiz gerekiyor. Rojava ve Şengal süreci bizi dünya kamuoyunun gündemine çok farklı bir şekilde girmesine neden oldu. Bizleri farklı bir aşamaya getirmiştir. Artık dünya güçleri biliyor ki Ortadoğu'yu özgürleştirecek yegane güç olduğunu anladı. Rojava bunun kanıtıdır. Burada bu parçada geliştirmeye çalıştığımız örgütlemeler bunun kanıtı olacaktır."

Bundan sonra yapacakları her çalışmada ve görüşmede Rojava'nın statüsünün en temel önceliklerinden olacağını kaydeden Yüksek, AKP hükümetinin çözüm sürecine çıkarcı ve oyalamacı yaklaştığından kaynaklı sürecin kritik bir aşamaya geldiğini ifade ederek, Türkiye'nin Kürdistan'a ve ülke içindeki sorunları çözebilecek politikalar üretemediğini belirtti. Parti içerisinde yaşanan ve kamuoyunda asılsız olarak gündeme getirilen tartışmalara da değinen Yüksek, "Herkes örgütle yeniden buluşmalı ve katılmalıdır. Herkes bulunduğu grupları terk etsin. Bunu çok net söylüyoruz. Bizim bir tek parti ve örgütümüz var. Bu tarihi süreçte iktidar ve çıkar peşinde olanlar suç işliyor. Diyarbakır'da örgütün örgüt olmasını engelleyen herkes hesap verecek. Soruşturmalar devam ediyor. Bu halkın ve şehitlerin oluşturduğu hiçbir değeri çiğnetmeyiz ve çiğneyenlerden de hesabını soracağız. Bu değerleri çiğneyenlere sessiz kalanlarda buna ortaktır" diye konuştu.

Yüksek, DBP parti merkezini de Amed’e taşıdıklarını söyleyerek, bundan sonra Amed merkezli çalışacaklarını belirtti. 

Yüksek'in konuşmasının ardından konferans basına kapalı olarak devame diyor. Konferansta, siyasi süreç, DBP'nin rolü ve misyonu, HDP ve DBP'nin ilişkileri, örgütsel sorunlar ve öneri tartışmaları ile devam edecek. 

Güncelleme Tarihi: 15 Kasım 2014, 11:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER