'10 madde demokratik devrim mücadelesinin ana taslağıdır'

Kurtuluş Hareketi öncülerinden Mahir Sayın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 10 maddelik müzekere taslağı ile halklara demokratik devrim mücadelesinin ana taslağını sunduğunu ifade etti.

'10 madde demokratik devrim mücadelesinin ana taslağıdır'
Hükümeti bir an önce oyalama taktiğinden vazgeçmeye çağıran Sayın “barış sürecin baş aktörü olan Öcalan’ın acil olarak önce PKK ile doğrudan teması sağlanmalı ve ardından Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması için koşullar oluşturulmalıdır” dedi.


Kurtuluş Hareketi öncülerinden ve Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) kurucularından Mahir Sayın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın müzakere taslağı olarak sunduğu 10 maddeyi ve 7 Haziranda gerçekleşecek milletvekili seçimlerinde HDP’nin Türkiye halkları acısından ne anlam ifade ettiğini ANF’ye değerlendirdi.

‘10 MADDE HALKLARIN GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK’

Barış sürecinde gelinen aşamada Öcalan’ın müzakere aşamasına geçmek amacıyla Türkiye halklarının geleceğini belirleyen 10 madde sunduğunu ifade eden Sayın,  sunulan 10 maddenin tamamının Türkiye’nin demokratikleşme planının temelini oluşturduğunun altını çizdi. Sayın “Şu anda hem devletin hem de bizim elimizde ekonomik temelinden tutunda siyasal üst yapısına kadar demokratik bir devletin anayasasının nasıl olmasını gerektiren 10 madde var. Bu maddelerin nasıl hayata geçirilmesi gerektiğini veya altının nasıl doldurulması gerektiğini Özgürlük Hareketi bugüne kadar yazdığı ciltlerle kitaplarla ortaya koymuş durumda. Demokratik güçler zaman kaybetmeden halkların geleceğini belirleyecek bu 10 maddenin yaşam bulması için güçlü bir mücadele yürütmelidir” dedi.

‘AKP OYALAMADAN YANA’

Demokratik Çözüm sürecinin başladığı günden bu güne kadar AKP hükümetinin oyalama taktiği yürüttüğünü vurgulayan Sayın, hükümetin başta Öcalan olmak üzere özgürlük hareketinin samimi barış ısrarını hep boşa çıkarmaktan yana bir siyaset izleyerek Kürt halkında ve demokratik çevrelerde sürece yönelik büyük bir güvensizlik oluşturduğunu dile getirdi.  Hükümetin, Öcalan’ın barışa olan samimiyetini 2 geri çekilme sürecinde yaptığı politikayla suiistimal ettiğini hatırlatan Sayın “bugün gelinen aşamada hem KCK’nin hem de halkların güven duymaması çok normal. Öcalan sürece olan güvenini hükümet iki geri çekilme sürecinde yaptığı oyalamaca politikasıyla boşa çıkardı. Şimdi yine sunulan 10 maddelik müzakere planında aynı şeyi yapmak istiyor. Hükümet bu maddelerin altına imza atmış olabilir ama bu maddelerin altını nasıl doldurulması önemli burada görev başta HDP olmak üzere tüm demokrasi çevrelerine düşüyor” şeklinde konuştu.

‘PKK’YE BU ŞARTLARDA SİLAH BIRAK DEMEK APTALLIKTIR’

HDP ve Hükümet heyetinin yaptığı ortak açıklamanın ardından hükümetin kamuoyunda PKK silah bırakacak gibi bir hava yaratıp bu şekilde siyasi bir rant peşine düştüğüne dikkat çeken Sayın,  hükümetin  10 madde ile vurgulanmak istenen yasal ve kurumsal güvenceler hayata geçirilmeden böyle bir durumun asla tartışılmayacağı gerçeğini görmezlikten gelerek siyasi kurnazlık peşinde düştüğünü belirtti. AKP’nin ortak açıklamadan önceki ve sonraki tavrının aynı şekilde devam ettirdiğine değinen Sayın “Demokratik Cumhuriyet anayasasının temelini oluşturacak 10 maddeyi belli ki AKP secime kadar oyalayarak götürecek ve secimden sonra da tamamen unutturacak. Bu durumu hem Sayın Öcalan hem de özgürlük hareketi iyi biliyor. Özgürlük hareketi ve Öcalan’ın 40 yıllık birikiminin farkında olmayarak hükümetin kalkıp bugün hiç bir yasal güvence olmadan PKK’den silah bırakmasını istemek aptallıktır” dedi.

‘10 MADDENİN DAYATILMASI DEMOKRATİK DEVRİM SÜRECİNİN DAYATILMASIDIR’

Hükümetin tüm yaklaşımlarına rağmen 10 maddenin varlığının Türkiye halkları acısından kaçınılmaz bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Sayın, şunları dikkat çekti“ Her şeye rağmen bu 10 maddenin dayatılması demokratik devrim sürecinin dayatılmasıdır. İster hükümet kabul etsin ister etmesin Türkiye hakları bugün değilse de yarın bu maddeler temelinde bir demokratikleşme çerçevesi gerçekleştirecektir. Halklar bir araya gelerek 10 maddeden oluşan demokratik devrim manifestosunu hükümete dayatacaktır. Bu maddeler bugün hayata geçmese de bunun dayatılması halkların bilincinde yer ediniyor ve bu mücadelenin etrafında birleşenlerin hem ülke düzeyinde hem de dünya çapında toplumsal meşrutiyetini yükseltiyor”

‘10 MADDELİK MANİFESTO İLE HALKLAR ÖZGÜR VATANDAŞLIK KİMLİĞİNE KAVUŞACAK’

Öcalan sunduğu 10 maddenin Türkiye’de yaşayan bütün halkları kapsamakla birlikte herkese özgür ve eşit vatandaşlık güvencesi getirdiğini özellikle anlatan Sayın, bu maddeler temelinde oluşacak yeni anayasa ile birlikte ülkede yaşayan herkesin özgür vatandaşlık kimliğine kavuşacağını aktardı. Sayın, 10 maddenin tüm halkları kapsadığı gibi Türkiye’de yaşanan bütün sorunlara köklü çözümlerde getirdiğini ifade etti. Sayın “  Kobanê direnişi Türkiye ve Kürdistan halkları arasında bir köprü oluşturmayı sağladı. Kobanê’de bir araya gelen halklar bu maddelerinde hayata geçmesi için Kobanê’nin zafer ruhuyla mücadele edeceklerdir” dedi.

‘ÖCALAN ÖZGÜR BIRAKILMALI VEYA DOĞRUDAN ÖRGÜTÜ İLE GÖRÜŞTÜRÜLMELİ’

Hükümetin oyalamaca politikasının sürece büyük zararlar verebileceğine dile getiren Sayın, hükümete Öcalan’ın bütün zorluklara rağmen sunduğu bu barış şansını kaçırmamaya çağırdı.  Sayın, hükümetin süreçte samimi olduğunu göstermek için öncelikli olarak yapması gerekenleri şu şekilde sıraladı. “ Öcalan özgürleştirilmeli veya özgürlük koşulları oluşturuluncaya kadar PKK ile doğrudan temas kurması sağlanmalı ve yüzde 10 barajı derhal kaldırılmalı, mecliste olan çoğunlukla anayasa değiştirilmeli, hasta tutsaklar derhal serbest bırakılmalı, Öcalan’ın sunduğu 10 madde temelinde yeni bir anayasa çalışmalarına başlanmalı”

‘AKP DİKTATÖRLÜĞÜNE KARŞI TEK GÜÇ HDP’DİR’

Sayın, 7 Haziranda gerçekleştirilecek 25 dönem milletvekili seçimlerini ve HDP’nin halklar acısından ne anlam ifade ettiğini de değerlendirdi. Türkiye’de her anlamda dışlanan, ötekileştirilen, her ne sebepten olursa olsun mağdur edilen herkesin HDP içinde ruh bulduğunu kaydeden Sayın, gelinen aşamada AKP diktatörlüğüne karşı tek gücün HDP olduğunu dile getirdi. SYRIZA’nın Yunanistan’da yarattığı zafer kadar büyük olmasa da HDP’nin barajı aşarak yeni Türkiye modelini inşa edeceğini işaret eden Sayın “HDP yeni Türkiye kurma projesidir. Başta solcular, sosyalistler olmak üzere sistem partilerinin mağduriyetine uğrayan herkes taleplerini HDP’de buluşturarak mücadele etmelidir” dedi.

‘HDP KORKULAN TEK DEMOKRATİK GÜÇ’

HDP AKP ile anlaştı gibi yapılan propagandalara değinen Sayın, bu politikaların HDP’nin tek korkulan demokratik güç olmasından kaynaklandığını ifade etti. Sayın “Özgürlük hareketinin ve onun ardıllarının yürüttüğü siyasi geleneğe bakılsa yapılan bu propagandaların akıldan yoksunluktan ibaret olduğu görülecektir” şeklinde konuştu.  HDP ile birlikte Türkiyelileşme politikasını halklar ilk defa cumhurbaşkanlığı seçiminde görüp benimsediğini anlatan Sayın “bu seçimlerde biz rahatlıkla barajı aşacağımızı biliyoruz. Kobanê zaferinin etkisi ile Türkiye ve Kürdistan’dan fazladan gelecek oylarla ve AKP diktatörlüğüne karşı tek gücün HDP olmasından kaynaklı laikçi kesimden gelecek oyların oranıyla biz barajın çok üstünde oy alacağız. HDP’nin yarattığı politika ile halklar kendini ifade etme alanı buldu. Ve biz biliyoruz meclise ne kadar güçlü girersek sorunların çözümünü o kadar erken çözeceğiz” şeklinde konuştu.

Seçimlerde Hükümet tarafından bugüne kadar yapılan secim hilelerini de hatırlatan Sayın, bu konuda herkese büyük bir sorumluluk düştüğünü dile getirdi. Sayın, yapılacak hilelere karşı HDP tarafından kendi secim sayım merkezi oluşturması gerektiğinin altını çizdi.

Güncelleme Tarihi: 17 Mart 2015, 09:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER