26 Kasım 1993 günü 16 dönemin Kohl hükümeti 53 sayfalık bültenle PKK'nin Almanya'da yasaklandığını bildirdi. Aynı gün ülkedeki onlarca Kürt derneği ve kurumunun kapatan yasağın bülteninde ne garipti ki Kürdistan’daki savaşa, şiddetin nedenlerine, Türk ordusunun köy yakmaları ve katliamlarına ilişkin tek kelime yer almıyordu.

Kohl'un Hıristiyan demokratlar partisi CDU'nun getirdiği, ekip arkadaşları; Dışişleri Bakanı Kinkel ve İşçileri Bakanı Kanther’in projesini çizdiği PKK yasağı 1990'lı yılların sonunda ve 2000'li yılların başında iktidarda olan sosyal demokratlar döneminde de en sert şekilde uygulandı. Sosyal demokratlar-Yeşiller hükümetinin başbakanı Schröder, İçişleri Bakanı Schily ve Dışileri Bakanı Fischer bir önceki ekipten devir aldıkları yasağı eksiksiz yerine getiren isimler oldu.

PKK yasağı yıllar sonra "Büyük Koalisyon" yani CDU/CSU-SPD hükümeti döneminde kritik bir handikaptan geçiyor. Bu kez sarkacın bir ucunda PKK gerilları ve YPG/YPJ savaşçılarının dünyanın en azılı vahşi örgütü DAİŞ'e karşı verdiği amansız bir mücadelenin ağırlığı var.

KOBANÊ VE ŞENGAL İLE BOZULAN YASAK DENKLEMİ!

DAİŞ’in 3 Ağustos 2015 günü Şengal'de yaşayan Êzidilere saldırması ve katliamlara girişmesi üzerine YPG/YPJ ve HPG/YJA STAR gerillalarının müdahalesi, on binlerce Êzidi'nin can güvenliğini sağlamasıyla uluslararası arenada Kürt özgürlük hareketine yaklaşımın değiştirilmesini gündeme getirdi. Ardından Kobanê savaşındaki zafer geldi.

Avrupa medyası ve siyasetçilerinden Avrupa Birliği'ne "PKK'yi terörist örgütler listesinden çıkar", Almanya'ya da yasağı kaldır" baskısı gelirken, Alman hükümeti başını kuma gömen devekuşu misali çağrılara kulağını kapatıyordu. Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, peşmergeyi kast ederek "O Kürtler bizim için de savaşıyor" derken, YPG savaşçılarından tek kelimeyle söz etmiyordu.

Kürtler arasında yapılan bu ayrım "Talkshow" programlarına bile konu oluyordu. Eylül ayında devlet televizyon kanalı ZDF'de yayınlanan "Heute-Show" (Bugün-Show) programının moderatörü Oliver Welke şu sözlerle Merkel hükümetinin Kürt politikasını tiye alıyordu:

"Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü Federal Meclis tarihi bir karar alarak Kürtlere silah gönderileceğini açıkladı. Allah korusun! Bütün Kürtler silah almayacak. PKK'ye silah yok, sadece peşmergeye var, arada çok büyük bir fark var. PKK'liler Êzidileri Şengal dağından kurtardı, ama onlara silah yok, onlar kötü Kürtler. Peşmergeler ise son kullanma tarihleri biten ve 70'li yıllardan kalan milan roketlerini alacak."

Kamuoyundan ve medyadan yükselen seslere kulağını en sıkı kapatan ise Dışişleri Bakanı Steinmeir'di. "PKK de DAİŞ ile savaşıyor ama neden silah yardımı almıyor?" sorusuna sosyal demokrat politikacı Steinmeir ''PKK Türkiye'yi şiddetle tehdit ettiği müddetçe bunun sorusu bile olmaz'' diyerek PKK'ye yönelik tutumun değişmeyeceğini açıktan söylüyordu.

Ancak Merkel hükümetinin bir başka ismi, CDU/CSU'nun Grup Başkanı Volker Kauder farklı düşündüğünü açıktan belirtiyordu. Der Spiegel dergisine konuşan Kauder DAİŞ ile mücadelede PKK'ye de silah verilebileceğini açıktan dile getiriyordu.

SOL PARTİ YASAĞI MECLİS'E TAŞIDI

Hükümetin yasakta ısrar etmesi üzerine Sol Parti geçtiğimiz Aralık ayında Federal Meclis'e başvurmuştu. Kürt Özgürlük Hareketi'nin Ortadoğu’da demokratikleşmenin motor gücü olduğuna dikkat çeken Sol Parti PKK yasağının kaldırılmasını istemiş, Federal Meclis'in bu konuda harekete geçmesini talep etmişti.

Federal Meclis Sol Parti'nin bu talebini 26 Şubat günü yapacağı özel bir oturumla tartışacak. Hükümet ve muhalefet partilerinin de hazır olacağı oturumda Sol Parti PKK yasağının neden kaldırılması gerektiğini anlatacak. Tartışmaların ardından Sol Parti'nin hazırladığı önergenin oylamaya sunulması bekleniyor. Önergenin taslağında Sol Parti, Almanya'nın neden PKK yasağını kaldırması gerektiğini özetle şöyle anlatıyor:

"PKK, Türkiye’nin Kürtlere uyguladığı baskılardan ve yasaklardan ortaya çıktı. Bugün Kürt Özgürlük Hareketi yerel yönetimlerle birlikte yaşam için mücadele ediyor. Kadın ve azınlık haklarının korunması için çalışan Kürt Özgürlük Hareketi, Ortadoğu’da demokratikleşmenin motor gücü konumunda. Türk hükümeti ise PKK ile barış süreci için müzakere ediyor. PKK yasağının kalkması Ankara’ya sürecin ilerlemesini sağlayacak gerçek reformların uygulanması için baskı anlamına gelecek."

Ayrıca Sol Parti 6 maddeyle Federal Meclis'in hükümete baskı yapmasını isteyecek. Bu maddeler ise özetle şöyle; "1993'teki yasakla PKK ile bağlantılı olarak yasaklan organizasyon serbest hale gelmesi, PKK'nin terörist bir örgüt olarak ilan edilmesinin ardından Adalet Bakanlığı'nın başlattığı soruşturmalara son verilmesi, PKK'nin terörist örgütler listesinden çıkarılması, çözüm ve barış süreci konusunda Türk hükümetinin cesaretlendirilmesi."

JELPKE: GÖSTERİLERE HERKES KATILMALI

Oturum öncesi Almanya'nın değişik kentlerinde yapılacak gösterilerle Sol Parti'nin bu çağrısı desteklenecek. 21 Şubat’ta Berlin, Köln ve Bremen’de yürüyüşler düzenlenecek. Ayrıca 26 Şubat günü oturumun yapıldığı sırada, saat 16.00'da ise Federal Meclis'in önünde Kürdistanlılar ve dostları miting düzenlenecek.

Oturum öncesi açıklama yapan Sol Parti parlamenteri Ulla Jelpke herkesi gösterilere katılmaya çağırdı. "Artık Almanya Kürt politikasını değiştirmeli" diyen Jelpke PKK yasağının tartışılacağı oturma dikkat çekti. Jelpke, yasağın kalkması için yıllardır çalışan Sol Partili vekillerin başında geliyor.