İsmet Berkan'dan Kabataş özrü

İsmet Berkan, Hürriyet’teki köşesinde ‘Kabataş yalanı’na attığı tweet’lerle destek olması sebebiyle özür diledi.

İsmet Berkan'dan Kabataş özrü

Hürriyet gazetesi yazarı İsmet Beran ‘Kabataş yalanı’na attığı tweet’lerle destek olması sebebiyle özür diledi.

Gezi Direnişi sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadının Gezi direnişçileri tarafından saldırıya uğradığı iddia edilmesi üzerine gazeteci İsmet Berkan, görüntüleri izlediğini söylemiş, “Çok ama çok acı bir öykü… Maalesef gerçek” demişti.

Berkan 14 Şubat 2014’te ise Hürriyet’te yazdığı yazıda “vahim bir gazetecilik hatası” yaptığını dile getirmişti.

Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ise dün yazdığı yazıda Berkan’ın iddiaların yalan olduğunun ortaya çıkmasının ardından, “Ne olduysa oldu, ben geçtim orayı çoktan… Bu önemsediğim bir konu değil. İki tane tweet attım sonuçta” ifadesi kullandığını hatırlatan Bildirici “Berkan’a düşen, toplumsal çalkantının zirve yaptığı o günlerde attığı iki tweetin önemini kabul edip yüzleşmesi” diye yazdı.

‘Özür diliyorum’

İsmet Berkan, bunun üzerine bugün ‘Kabataş’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Berkan, “Lafı dolandırmadan söyleyeyim birçok kişinin güvenini sarstığım ve onları hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzgünüm… Özür diliyorum” dedi.

“Gazetecinin görevi, önündeki tanık beyanları veya kanıtlar ne diyor olursa olsun şüpheciliğini korumak, araştırmaya-soruşturmaya devam etmek ve hakikate ulaşmaya çalışmaktır.
‘Kabataş yalanı’ meselesinden söz ediyorum.

Bundan bir yıl önce, tam olarak 14 Şubat 2014’te Hürriyet’te çıkan yazımda da söylemeye çalıştım; vahim bir gazetecilik hatası yapmış, bir haberi yayınlamak duyurmak için yeterli kontrol sürecini uygulamamıştım.

O zaman da öyleydi, bugün de: Bir bahane arıyor, bahanelerin arkasına sığınmaya teşebbüs ediyor veya ‘ama’lı, ‘fakat’lı cümleler kuruyor değilim; hatamın farkındayım.

Yapacağım herhangi bir açıklamanın konuyu daha da büyüteceğini düşünüp uzun bir süre sustum.

Yanılmışım.

Suskunluğum kibir gibi algılandı, bunca yıldır beni okuyan, yazdıklarımı samimiyetle takip edenler hayal kırıklığına uğradılar. Okumayanlar da.

Lafı dolandırmadan söyleyeyim: Birçok kişinin güvenini sarstığım ve onları hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzgünüm.

Bu satırları okuyanlar da lafı dolandırmadan anlasınlar; “Aslında şunu diyor”, “Yok canım böyle demek istiyor”, “Öyle değil böyle” falan yok.

Üzgünüm.

Ve özür diliyorum.”

Ne olmuştu?

1 Haziran 2013’te, başörtülü bir kadının Kabataş’ta Gezi direnişçileri tarafından saldırıya uğradığı iddia edilmişti.

Bu iddiaya karşı, 7 Haziran’da Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar’ın çağrısıyla feminist ve sosyalist kadınlar Kabataş Vapur İskelesi’nde bir araya gelmiş, böyle bir olayın olabilme ihtimaline karşı dayanışma içinde olduklarını söyleyerek hep beraber Gezi Parkı’na yürümüşlerdi.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Haziran’da bu iddiaları “Bu olaylarda, çok önemli bir yakınımın gelinini, Başbakanlık Ofisi’nin yakınında, yanında 6 aylık çocuğu, yerlerde süründürdüler. Kendisini taciz ettiler, çocuğunu taciz ettiler” diyerek kamuoyuyla paylaşmıştı.

Erdoğan bu iddiaları sık sık gündeme getirirken, Elif Çakır da kadınla röportaj yapmış ve kadının belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik grup tarafından saldırıya uğradığını hatta üstüne çiş yapıldığını öne sürmüştü.

Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak’taki köşesinde kadının başörtüsünün başka kadınlar tarafından çekildiğini, bebek arabasını parçaladıklarını, saldırganların “devrim yapıyoruz, Tayyip’i asacağız’ diyerek öfke nöbetine tutulduklarını” iddia etmişti.

Gazeteci İsmet Berkan,”Çok ama çok acı bir öykü, maalesef gerçek”, “MOBESE görüntüleri dahil pek çok şey var” ve “Görüntüleri izledim. Durum vahim” demişti.

Gazeteci Balçiçek İlter de kadınla bir söyleşi yapmıştı.

13 Şubat 2014’te olayla ilgili MOBESE görüntüleri Kanal D Haber’de yayınlandı. Görüntülerde, iddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı.

Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2015, 19:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER